NORMAL bir insan, insan olduğu için yanılabilir, hatâ edebilir.
Sadece Peygamberler ismet sıfatıyla muttasıftır, onlar günah
işlemezler, çünkü korunmuşturlar.
Ülkemizdeki birçok olumsuzlukların sebebi, bazı kimselerin biz asla
hatâ etmeyiz, biz yanlış yapmayız, bütün hatâlar ve yanlışlar
ötekilerdedir, bizim karşıtlarımızdadır zihniyetinden ve inadından
kaynaklanmaktadır.
İnsan hatâlarını, yanlışlarını nasıl önleyebilir. Bunun birinci
çare ve çözümü, bir iş yaparken uzman, tecrübeli, birikimli, bilge
ve güvenli kimselere danışmaktır. İstişâre etmeyen nâdim olur
buyurulmuştur.
Akıl akıldan üstündür…
Benim dediğim olacak, benim kimsenin aklına ihtiyacım yok demek
akıllı kişinin kârı değildir.
İslam dininde istişarenin=danışmanın büyük yeri vardır.
Akıllı, bilgili, bilge vezirlere sahip padişahlar, sultanlar,
halifeler; onların fikirlerine, re’ylerine, tavsiyelerine kulak
verdikleri müddetçe başarılı olmuşlardır.
Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi vardır ama bunun üzerinde,
istişare konusunda bir de Âqil İnsanlar Şûrası olsa ne iyi
olur.
Böyle bir Şûrada yüzlerce üyenin bulunması gerekmez. On on beş kişi
yeter.
Bence bu Şûranın üyelerine maaş ödemek de gerekmez. Yol, konaklama
masrafları verilse yeterlidir.
Bu üyeler âqil, bilge, tecrübeli, kâmil, birikimli insanlar
oldukları için asla yağcılık ve yalakalık yapmazlar. Yıkıcı
muhalefet de yapmazlar. İsabetli konuşurlar.
Bendeniz ortaya bir fikir atıyorum, özel mahiyette de olsa bir
Âqiller Şûrası kurulmasını istiyorum. Bu teklifim bir nal
mahiyetindedir. Geriye üç nal ile atı bulmak kalıyor.
Söylemeye lüzum yok ama yine belirteyim. Bendeniz böyle âqil ve
mümtaz bir kimse değilim.
(İkinci yazı)