Yarın bayram. Bayramınız mübarek olsun. Gerek yurt içinde gerekse dünyada o kadar çok kötülük, şer, fitne, fesat, azgınlık, isyan, fısk, fücur varken, üçüncü dünya savaşının tam tamları duyulurken nasıl neşeli bir bayram yapacağız?.. Oruç tutanların ibadetlerini Cenab-ı Hak kabul etsin. Tutmayanlara tutmak nasip etsin. Tutmayanların vebali din alimlerinin, idarecilerin, nüfuzlu imkanlı kodaman Müslümanların, şeyhlerin üzerinedir. Etkili şekilde uyarılsaydılar, tutmayanların bir kısmı da tutacaktı. Ramazanda oruç tutup namaz kılanlar, bayramdan sonra namazı bırakırlarsa çok yanlış bir iş yapmış olurlar. Oruç senede bir ay farzdır, namaz hiç ara vermeden ölünceye kadar farzdır. Resulullah efendimize (Salat ve selam olsun ona) din nedir diye sorulmuş, nasihattir (öğüttür) buyurmuşlar. Bilen (alim, fakih, şeyh) Müslümanların halka ve gençliğe devamlı nasihat etmesi gerekir. Bu nasihatlerin etkili olması gerekir. Ettikleri nasihatleri tutmayanların öğütleri elbette tesirli olmaz. Diyanet’in temel vazifesi, lüks ve açık büfeli umre seyahati organize etmek, camileri kadınlarla doldurmak değil, halka doğru nasihat etmektir. Ramazan ve oruç bitti, bayram geldi ama imtihan bitmedi. Hayat sınavı ölünceye kadar sürer. Gevşemeyelim, İslamınKur’anın Sünnetin Şeriatın emirlerini tutalım, yasaklarından uzak duralım. En büyük iki düşmanımız olan nefislerimizin ve şeytanın tuzaklarına düşmeyelim. Laf Müslümanı değil, gerçek Müslüman olalım.
***