BENDENİZ alimlik, fakihlik, mürşidlik taslamıyorum. Dinimizin iki kere iki eder dörtlerini, zarurî bilgileri yazıyorum. Bunları yazmak için icazetli alim olmak gerekmez. Bunlar, doğruluğu tevatür beyyinesi ile bilinen ilmihal gerçekleridir.
Müslüman beş vakit namazı dosdoğru kıl, farzları cemaatle kıl demek için alim olmak gerekmez.
Zekatı Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun olarak ver demek için de alim ve faqih olmak gerekmez.
Gıybet kötüdür, haramdır demek için de…
Bütün mü’minler tek bir Ümmet olsunlar, birbirleriyle çekişmesinler, râşid bir Halifeye biat ve itaat etsinler demek de böyledir.
Allahı Rab olarak, Kur’anı Kitab olarak, İslam’ı din olarak, Muhammed Mustafayı (Salat ve selam olsun ona) nebi ve seyyid olarak kabul eden mü’minlere buğz ve düşmanlık etme demek için İmam Gazalî olmak gerekmez.
Mutlak müctehid olmayan her Müslüman, dört fıkıh mezhebinden birine bağlanarak İslamı hayata uygulamalıdır demek de böyledir.
Allah ile olan bütün işlerinde ihlaslı olacaksın hükmünü her Müslüman söyleyebilir.
Zina haramdır demek için derin ilim gerekmez.
İsraf için de böyledir.
Dini ve mukaddesatı alet ederek zenginlik, şahsî prestij elde edenler alçaktır demek…
Tabakat-ı fukahanın müftülük derecesinde bulunmayan ilimsiz ve icazetsiz bir kimse elbette fetva veremez ama zaruriyat-ı diniyeyi söyleyebilir ve yazabilir. Bendeniz bunu yapıyorum.
Müslümanlar beş vakit namazı ihlasla ve dosdoğru kılmazlarsa kurtulamazlar, iflah olmazlar demek için müftü olmak gerekmez.
İlmihalini doğru olarak bilen her anne baba çocuklarına namazı emr etmelidir.
Şu hususu da belirteyim ki, bendeniz, bir yazar olarak ilmihal ve ahlak bilgilerini yazmak konusunda, merhum bir şeyh efendiden icazetliyimdir.