SORU: Cami binası mı önemli ve kıymetlidir; o camide mihraba geçip namaz kıldıracak, minbere çıkıp hutbe okuyacak, kürsiye çıkıp halka va’z u nasihat edecek imam, hatip ve vâiz mi önemli ve kıymetlidir?
CEVAP: Hiç şüphe yok ki, din hizmetkarları binadan, kubbeden, minareden önemli ve kıymetlidir.
SORU: Bir milyon dolara mal olan bir cami binasında İslama ve Ümmete hizmet edecek vasıflı ve etkili imam, hatip ve vaiz için ne kadar para harcanmalıdır?
CEVAP: En az bir milyon dolar yerli yerinde planlı programlı harcanmalıdır.
SORU: Bu para nasıl harcanmalıdır?
CEVAP: Din hizmetkarlarının alim, faqih, ihlaslı, muttaqi, muktedir, icazetli, etkili olmaları; hem İslamı, hem de dünya kültürünü iyi bilmeleri için onlara ne gibi ilimler öğretilmesi, ahlak ve karakterlerinin nasıl terbiye edilmesi gerekiyorsa, bunlar yapılarak.
SORU: Cami hizmetlilerinin icazetli alim ve fakih olması gerekir mi?
CEVAP: Kesinlikle gerekir.
SORU: Bütün imamların, hatiplerin, vaizlerin fakih olarak rütbe ve dereceleri nasıl olmalıdır?
CEVAP: En azından, tabakat-ı fukahanın en alt derecesi olan ashab-ı fetvadan olmaları gerekir.
SORU: Halkı namaza, cemaate, ibadete camiin kubbesi, tezyinatı ve minaresi mi çeker; yoksa içinde hizmet gören ulemanın (hademe-i hayratın) ilmi, irfanı, hizmeti, cazibesi ve karizması mı çeker?
CEVAP: Elbette ki, âlim ve fazıl hizmetkarların cazibesi ve karizması çeker.
SORU: Süslü püslü, ihtişamlı, büyük, yaldızlı cami var ama içi boş, cemaati çok az, gelen halk uyarılmıyor, aydınlatılmıyor, bilgilendirilmiyor, kurtulmaları için çalışılmıyor…
CEVAP: Böyle bir cami, kubbesi altınla kaplı olsa bile çok haraptır.