HER yer, her şey karışık… Karmakarışık… Kafalar karışık, siyaset
karışık, yurt karışık, dünya karışık…
İslam dünyası çok karışık…
Bu karışıklıklar hayra alamet değil. İnsanlık büyük ve genel bir
savaşa, patlamaya, tufana doğru ilerliyor. Karışıklıktan huzur,
barış, sulh, sükun, güvenlik, adalet çıkmaz.
Karışıklık fitne ve fesat demektir.
Fitne ve fesat, tevbe ve rücu edilmezse azap getirir.
Eski savaşlar, bugünküler kadar yakıcı ve yıkıcı değildi. Bundan
beş yüz sene önce, uzaklardaki savaşlar yakınlara, ötelere fazla
zarar vermiyordu.
Şimdi nükleer silahlar devrindeyiz, öldürücü füzeler bin kilometre
uzaktan vurabiliyor. Rüzgarlar nükleer bulutları çok uzaklara
üfürüyor.
Savaşın da bir hukuku ve ahlakı vardır. Çağımızda onlar ayaklar
altında.
İlimler, teknikler çok ilerledi. Ahlak ve bilgelik çok gerilerde
kaldı.
Madde medeniyeti dünyayı yaşanmaz hale getirdi.
İnsan boyutlarını aşan terakkiler (ilerlemeler) insanlığı tehlikeye
soktu.
Keşke Batı medeniyeti Amerika’daki Amişler seviyesinde kalmış
olsaydı.
Batı medeniyeti çok güçlü ama onda yeterli miktarda fazilet ve
hikmet (bilgelik) yok.
Aya gidildi, Mars’a uzay aracı gönderildi ama dünya allak
bullak.