YÜZDE yüz kesin olarak bilmiyorum, yaygın rivayetler var, 27 Mayıs 1960 darbesinden önceki buhranlı günlerde merhum Adnan Menderes’in “Ben kendime sabık=eski başbakan dedirtmem” dediği söyleniyor. Keşke saplanıp kalmasaydı, erken seçim kararı alınmış, hükümet istifa etmiş, seçimlerin sonuna kadar geçici bir kabine kurulmuş olsaydı.
Türkiye öteden beri idaresi çok zor bir ülkedir. Son seçimden sonra idaresi mümkün olmayan bir ülkedir desek abartmış mı oluruz?
Ülkemizin, devletimizin, halkımızın ıslah olması ve düzelmesi için gereken ilk şey hikmet=bilgeliktir. Bilgelik olmadan yahut bilgeliğe aykırı olarak yapılacak her şey boştur.
Bilgelik neleri gerektirir:
1. Amaç, dindarlar için öncelikle dine hizmettir. Sonra vatana,
halka, devlete. Başka niyet ve amaçların sonu felaket olur, nitekim
olmuştur.
2. Siyasete, idareye istikamet=doğruluk dürüstlük hakim
olmalıdır.
3. Siyaset ve idare mutlaka âdil olmalıdır.
4. Siyaset adamları ve idareciler kendilerine, şahıslarına, beşerî
ihtiraslarına değil ülkeye, millete, devlete hizmet etmelidir.
5. Ahlaka ve hukuka aykırı bütün yolsuzluklara son verilmeli,
yapmış olanlar cezalandırılmalıdır.
6. İşler kavga, gürültü, polemik, tartışma ile değil,
mutabakat=uzlaşı ile halledilmelidir.
7. (Sıkı durun!) Milletvekillerinin maaşları, yollukları,
emeklilikleri, avantaları en az dörtte bir düşürülmelidir.
8. Siyasî faaliyetleri dışında milletvekillerinin dokunulmazlıkları
kaldırılmalıdır.
9. Meclise her kesimden bilge, ahlaklı, faziletli, dürüst, yüksek
meziyetlere sahip vekillerin girmesi için tedbirler alınmalı,
yollar açılmalıdır.
10. Öncelikle siyasiler ve bürokratlar için nereden buldun kanunu
çıkartılmalı, şahsî servetleri şeffaf hale getirilmelidir.
11. Millet Meclisi çatısı altında ağır küfürler edenlerin
vekillikleri kimsenin gözünün yaşına bakmadan düşürülmelidir.
12. Müslüman siyasetçiler, seçilenler, seçenler İslam ahlakına
sımsıkı bağlı olmalı; dinin kötü gördüğü yalanlardan, iftiralardan,
fitne fesattan, entrikadan, şeytanî polemiklerden uzak
durmalıdır.
Yukarıda saydığım 12 madde hayata geçirilemezse Türkiyenin siyaseti
düzelmez, temizlenmez.
Halk arasında yaygın bir kanaat var: Adam, seçilebilmek için büyük
paralar harcıyor. Alacağı maaşlar bunları karşılamaz. Niçin bu
kadar para harcıyor? Bunları geri almak için ne yapacaktır?
İngilterede olduğu gibi tek vekil çıkartacak dar küçük bölgeler
olsa, siyaset daha temiz olmaz mı?
Ahlaklı olmayan, ahlakla yürütülmeyen siyasî bir sistem kirlenmeye
mahkumdur.
Bilge olmayan ahlaksız dosttan kork; bilge düşmandan o kadar
korkma.
ABD’de olduğu gibi siyasette yalan söylemek suç olmalıdır.
Osmanlı devletini ahlakı bozulan Yeniçeriler sarstı, yıkılmasına
sebep oldu. TC’yi bozuk siyasetçiler, çarpık demokrasi
yıkacaktır.
Büyük çöküş olmadan bir uyanabilsek ve toparlanabilsek.
Bir dinsiz, ateist, Kemalist, laikçi ahlaksızlık yaparsa bir
ayıptır, aynı ahlaksızlığı Müslüman yaparsa bin ayıptır.
Dünya üzerinde temiz ve iyi işleyen siyasî sistemler vardır. Biz
Türkiyeli Müslümanlar bunlardan ibret almalı, ders
çıkartmalıyız.
Avrupanın insan haklarına ve adalete en fazla riayet eden en temiz
ülkeleri krallık rejimine sahiptir ve onlarda bizdeki gibi laiklik
yoktur.
Norveç, İsveç, Danimarka, Hollanda, İngiltere, Lüksemburg Büyük
Dükalığı… Bu ülkeler, cumhuriyetlerden daha temizdir, daha
şeffaftır. Onlarda hukukun üstünlüğü, din ve fikir hürriyeti daha
fazladır.