İSLAM aksiyon dinidir.
Sapıklıklara, kötülüklere, zulümlere reaksiyon gösterilir ama reaksiyon işin başı, temeli değildir.
Müslüman önce etkilidir, sonra tepkilidir.
Bir kafir bir kuyuya bir taş atıyor, bin Müslüman ciyak ciyak bağırıyor tepki gösteriyor ve bini birden taşı çıkartamıyor. Bu, büyük bir rezillik, felâket ve hezimet tablosudur. Müslümanlara böyle reaksiyonerlik yakışmaz.
Olması gereken: Bir Müslüman kuyuya bir taş atacak, bin kafir ve münafık onu çıkartamayacak.
Müslümanların başarılı olması için kelle sayısı çokluğu gerekmez. Başarı için yeterli sayıda çok güçlü, çok vasıflı, çok üstün Müslümanın bulunması ve bunların kadrolaşmış olması gerekir.
Tahkikî imanın, ihlâsın, ilmin, irfanın, ahlakın, hikmetin olmadığı yerde başarı (muvaffakiyet) olmaz.
Bin vasıflı Müslüman var ama kadrolaşmamışlar. Başarılı olmaları çok zordur.
Bencil Müslümanlardan oluşan bir topluluk başarılı olamaz.
Ben denilirse başarı gider, başarmak için biz denilmesi gerekir.
Bodrum katından manzara, geniş ufuklar görülmez. Manzara seyr etmek için üst kata çıkmak gerekir.
“Yüksek tepelerde hem yılana, hem kartala rastlanır. Biri sürünerek, ötekisi uçarak yükselmiştir.”
İslam dünyasındaki felaketlerin, esaretlerin, rezaletlerin, olumsuzlukların ana sebebi, baş suçlusu vazifelerini yapmayan Müslümanlardır.