Kendine iyi dememek, kendini iyi bilmemek.
“Kendüyi cümleden edna bilmek.”
Sahih tahkikî itikad sahibi olmak, Fırka-i Nâciye dairesi içinde
bulunmak.
Beş vakit namazı dosdoğru kılmak.
Farz namazları (yirmi küsur şer’î özürden biriyle mazur değilse)
cemaatle kılmak.
Kendisini kurtaracak derecede ilmihal, akaid, fıkıh, muamelat,
ahkam-ı sultaniye ahkamı bilmek.
Kur’an, Peygamber (Salat ve selam olsun ona) ahlakı ile ahlaklı
bulunmak.
Zahid, yani zühd sahibi olmak.
Mürüvvetli olmak.
Fütüvvetli olmak.
Resulullaha biatli ve itaatli, icazetli bir mürşitten el almış
olmak.
Zamanın İmamına (Emîr) biatli olmak.
Parayı, malı, dünyayı sevmemek.
En az, nefs-i levvame seviyesinde olmak.
Eliyle ve diliyle zarar vermemek.
Zekatını, Kur’ana Sünnete Şeriata fıkha uygun şekilde, hakikî
şahıslara temlik suretiyle vermek.
Cimri olmamak şartıyla kanaatli olmak.
Ümmetin büyüklerine hürmetkâr, küçüklerine merhametli ve şefkatli
olmak.
Hayvanlara, bitkilere, tabiata (doğaya) merhametli olmak.
Kendisine kötülük yapanları afvetmek, onlara iyilik yapmak.
Yalan, iftira, gıybet, nemime, fitne ve fesat çıkartmak gibi lisan
afetlerinden çekinmek.
Allah için sevmek, Allah için buğz (düşmanlık) etmek.
Allah ile olan bütün işlerinde ihlaslı olmak.
Yaratıklarla olan bütün işlerde adaletli, insaflı olmak.