TÜRKİYEYİ her biri tek başına çökertecek yirmi beş kadar ölümcül zaafımız var. Bunlardan biri, her şeye ve her yere kırsal kesim bedevî kültürünün hakim olmasıdır.
Siyasette bu kültür… Millî eğitimde bu kültür… Toplumda bu kültür… Medyada bu kültür… Edebiyatta mimarlıkta sanatta hep bu kültür.
Efendi sesini kes itiraz etme! Sen, istisnaların kuralı bozmadığını bilmiyor musun?
İslamcı ve Müslüman kesim kırsal kültürden yıkılıyor.
Turistik, lüks, konforlu, beş yıldızlı, Zam Zam Towerli, açık büfelerden tabağını tepe tepe doldurup da, yemeklerin yarısının yenmeyip çöpe atıldığı umreler medeniyet midir, bedevilik midir?
Lüks ve israflı meskenlerin, lüks yazlıkların, lüks otomobillerin, lüks eşyaların, lüks giysilerin, lüks cep telefonlarının, lüks hayat tarzının hakim olduğu bedevî kültürlü toplum.
Şu bedeviye bakın: Uçağın business kısmında oturmaz, havaalanının VIP salonundan geçmezse kahrından geberir.
Cebindeki telefonu üç bin lira, kalemi (o da varsa) bir lira. Bu adam mı medenî?
Kaideyi bozmayan nadir istisnalar dışında liselerimiz ve üniversitelerimiz kırsal kesim kültürlü yetiştiriyor.
Kullanılan Türkçe ne Türkçesidir?.. Mimarlığımızın ve şehirciliğimizin şu haline bakınız.
Önemli bir kurumun çatısı altında birbirlerine ana avrat küfürler edip tekme yumruk dövüşenlere medenî mi bedevi mi diyeceğiz?
Son kırk yılda yapılan kırk bin yeni camiden hangisi mimarlık abidesidir, sanatlıdır?
Televizyon açık oturumlarında galiz küfürler savuranlara ne dersiniz?