İSLAM dünyasında kıyafet ve serpuş konusunda korkunç bir
yabancılaşma ve rezillik görülüyor.
Nice İslam ülkesi ve toplumu Batı kıyafetlerini yüzde yüz
benimsemiş vaziyettedir. Bizi onlardan ayıracak millî bir
serpuşumuz bile yoktur artık.
Hindistan Mecusileri bizim kadar mukallit değil. Onların devlet
reisleri, başbakanları, önemli adamları millî Hint kıyafetleri
giyiyor, kadınları sariye bürünüyor.
Müslüman din adamlarının, fakihlerinin, şeyhlerinin, imanlı
ziyalıların islamî kıyafet, tesettür ve serpuş üzerine eğilmeleri,
çare ve çözümler aramaları zaruret haline gelmiştir.
Eskiden bu konular serbestçe müzakere edilemiyordu. Şimdi hürriyet
var.
Osmanlılarda olduğu gibi millî bir serpuşumuz olması şarttır. İslam
terbiyesinde, görgüsünde, edebinde, kültüründe erkeklerin
başlarının daima bir serpuş ile örtülü olması gerekir.
Başı açık olmak, gezmek İslam’a göre ayıptır, terbiyesizliktir.
Laik bir düzende istemeyenlere baskı ve zorlama yapılamaz ama
Müslümanlar bu konuda eğitilmelidir.
Cep telefonuna, lüks arabaya, faydasız mobilyalara, israflı
tıkınmalara verdiğimiz önemi islamî kılık kıyafete, serpuşa
vermiyoruz.
Kadın tesettürü konusunu birtakım tesettür bezirganları
mıncıklamışlar, dejenere etmişlerdir. Ortaya, islamî ve şer’î
tesettür yerine şeytanî bir Süslüman tesettürü
çıkartılmıştır.
Bendeniz Müslüman erkeklerin bundan üç yüz sene önceki Yeniçeri
veya Bostancı kıyafetlerine bürünmesini teklif etmiyorum. Çağa
uygun islamî kıyafet ve serpuş istiyorum.
Müslümanlar, İmam-Hatip mekteplerini de sulandırdılar. Keşke
bunların yanında birkaç İslam güzel sanatlar lisemiz, İslam kılık
kıyafet ve serpuş kolejimiz, İslam mimarisi meslek lisemiz de
olsaydı.