LİSANIMIZDA azlığı ifade etmek için binde bir denir. Zamanımızda binde bir oranı hafif kalır. Cumhuriyetin ilk otuz yılında iyi bir liseden mezun olup da, edebiyatımızın en büyük klasik şairi olan Fuzulîyi okuyup anlayanların nispeti en az onda birdi. Bugün ise, bırakın binde biri, yüz bin lise mezunundan biri bile Fuzulî Divanını manasını bilmek zevk ve haz almak suretiyle okuyamıyor.
İngiliz kolejlerinden, Alman gimnazyumlarından, Fransa liselerinden mezun olup da Shakespeare’i, Goethe’yi, Racine’i okuyup anlamamak mümkün müdür?
Lise mezunu olup da gerçek ile gerçeklik (verite ile realite) kelime ve kavramları konusunda, on üzerinden en az yedi not alacak felsefî bir kompozisyon yazabileceklerin nispeti acaba kaçtır. Elli binde bir çıkar der misiniz?
Namaz kılan zamane dindarı Müslümanların kaçta kaçı, en özet şekliyle de olsa ilmihallerini biliyor? Allahın on dört sıfatını ezbere bilenlerin nispeti kaçta kaçtır?
İstanbul ahlak, kültür, terbiye, görgüsünü bilenlerin nispeti nedir?