1939’da ikinci dünya savaşı ilan edilmezden önce Fransa tam bir magazin ve entrika kazanıydı, fokur fokur kaynıyordu. Edebiyat, sanat, felsefe tartışmaları ayyuka çıkmıştı. Gece klüpleri, restoranlar, tiyatrolar, konser salonları, her tür eğlence mekanları, günahhâneler dolup dolup boşalıyordu. Sahneler, artistler, aktrisler, şarkıcılar, çalgıcılar… Kübizm, Dadaizm, sonu izm’le biten bir yığın cereyan… Fuhuş, kumar, dans… Şarap şarap şarap… Politikacılar, sendikacılar birbirini yiyordu… Bu esnada Almanya tek bir vücutmuş gibi harıl harıl gece gündüz savaşa hazırlanıyordu. Nihayet Almanya Polonya’ya saldırdı. Fransa ve İngiltere Almanya’ya savaş ilan etti. Sekiz ay boyunca, 1940’ın mayısına kadar sıcak savaş olmadı. Almanya el altından barış istedi. Fransa razı olmadı. Nihayet Hitler rejimi ansızın saldırdı ve Fransa’yı kısa bir müddet içinde çökertti. İki ordu asker, silah, top, tank, uçak bakımından eşit sayılırdı, hattâ Fransa deniz kuvvetleri bakımından Almanya’dan üstündü. Lakin Fransayı şarkılar, türküler, danslar, içkiler, kumarlar, entrikalar, kitab-ı Mukaddes’lerinde yazılı azgınlıklar, bin çeşit fuhşiyyat batırdı.
**
İsim vermiyorum, kimlik belirtmiyorum… O zatın dıştan sofu Müslüman geçinmesine aldanmayınız, kendisi iki kimlikli biridir. Madalyonun bir yüzünde İslam namaz oruç, öbür yüzünde Magen David… Türkiyede üç kimlikliler de var.
**
HAARP diye bir şey duydunuz mu? Duymadıysanız internetten bu konuda ciddî bilgiler edinmenizi tavsiye ederim.
**
Hollanda da iki muzip genç, Hıristiyanların Kitab-ı Mukaddes’inin cildinin üzerine Kur’an yazılı bir kağıt (şömiz) geçirmişler ve sokaktaki insanlara bundan bazı cümleler okumuşlar. Herkes tenkit etmiş. Sonra kağıdı kaldırmışlar, bu okuduklarımız Kitab-ı Mukaddeste yazıyor demişler, verip veriştirenler rezil ve mahcup olmuş.
**
MALIN mı var, sıkıntın ve derdin çoğalır… Köydeki tek katlı tuğladan inşa edilmiş mütevâzı harap evime dört kere hırsız girdi. Üç kere damı çöktü, evi yağmur suları bastı.
Geçenlerde, şu evi tamir ettirmek için bir usta bulun bakıversin dedim. Pendik’ten bir usta götürmüşler, bu ev çok harap demiş, götürü yetmiş bin lira istemiş!.. Hiçbir usta, iki misli ücret verilse de yevmiye ile çalışmak istemiyor.
Daha ucuza yapacak başka bir ustaya baktırsam, o da sanırım 69 bin 900 lira isteyecek…