Gayr-İ Müslimlerin kendi kriterleri, kuralları, değerleri, bilgelikleri, adaletleri vardır, onlarla ayakta durabilirler. Çin’in, Japonya’nın, Hindistan’ın, Norveç’in, İsviçre’nin…
Müslümanların kriterleri, kuralları, prensipleri, hikmetleri İslam’dadır. İslamî ölçütleri, değerleri yitirince yıkılırlar.
Elbise ve ev değiştirir gibi kimlik, kültür, medeniyet değiştirilemez.
Müslümanlar, İslam’ın değerlerini yitirince, yerine başka değerler koyamazlar, boşlukta kalırlar ve dejenere olurlar. Müslüman toplumun vücudu, yabancı organları kabul etmez.
Şu anda İslam dünyası dıştan elbette Müslümandır ama derinliğine değildir.
İslam dünyasında büyük bir kimlik buhranı vardır.
Batıyı taklitte en başarılı doğu milleti Japonlar olmuştur.
Kapılarını dünyaya 1854’de mecburen açmışlar, akıl almaz bir hızla Batının ilmini ve tekniğini almışlar ve 1904’te Çarlık Rusyası devini yenmişlerdir.
1941’de PearlHarbour baskınıyla ABD’yi yere sermişlerdir.
İkinci dünya savaşını kaybettiler ama kısa zamanda toparlandılar ve yenilgilerini galibiyete çevirdiler.
Japonlar, gücün şapka giymekle, millî yazılarını bırakıp Latin alfabesini kabul etmekle elde edilemeyeceğini biliyorlardı.
Japonya muasırlaşma yarışını kazandı, Türkiye yitirdi.