Aklı başına sonra gelenlerin sayısının bu kadar çok olduğu başka bir ülke daha var mı yeryüzünde bilemiyoruz, sanki bir sınav yapmış ve sondan birinci gelenlerin hepsini de bu ülkeye toplamışız gibi!
15 Temmuz darbe teşebbüsü başarısız olunca soruşturma kapsamında
yakalanarak gözaltına alınanların, tutuklananların ifadelerini
okuduğumuzda şaşırmaktayız.
Hemen hepsi suçsuz olduğunu iddia etmiş, yapılanmanın da bir örgüt
olduğunu bilmediğini söylemiş!
“Devlete cemaat sızmış diyenlere kargalar bile güler” diyerek
cırcır böceği gibi konuşanları bir kez daha hatırlıyoruz.
Ne kadar sızdıklarını bu ülke artık görüyor.
Ve sadece şunu diyebiliyoruz:
- Asıl şimdi kargalar gülüyor!
***
Geçmiş yıllarda buna benzer her organize operasyonların karşısında
kumpas diyorduk ama haklılığımızı bir türlü anlatamıyorduk ve
birilerinin ısrarla ve şiddetle yalanlarına bizi inandırmaya
çalıştığı zamanlarda ise kendimize “Bu kadar salağa mı benziyoruz”
diyebiliyorduk!
Şimdi, devlete sızan yılanlar, tilkiler ayıklanıyor ya
sızdıranlar?
Asıl hesap bizleri böyle saf yerine koyanlardan sorulmalı!
Bugünlerde, aklı başına sonra gelenlerin itiraflarından
geçilmiyor.
Hele de bazılarının aklı başına kırk beş yıl sonra gelmiş...
Birileri de “Kırk beş yıl boyunca aklın nerdeydi?” diye
sormuyor.
Oysa daha düne kadar gerçekleri kendilerine söylediğimizde bizleri
suçlayanların itirazları hâlâ kulaklarımızda çınlıyor.
***
Büyük oyunun ilk işaret fişeğini çeken, çektiğinde dönemin kahraman
savcısı diye ünlenen Savcı Ferhat Sarıkaya bile daha yeni
vicdanının sesini dinlemiş. Aslında korkusundan konuşuyor,
yapılanmadan nasıl istifade ettiğini anlatıyor, pişmanlık duyduğunu
söylüyor.
Son pişmanlığın dahi fayda ettiği bir ülkedeyiz!
***
Nasıl bir ülke olduk? Anlamak da, anlatmak da zor.
İşte o günlerde, Ferhat Sarıkaya, Zekeriya Öz ve daha diğer tüm
savcı ve hâkimlerin kahramanlaştırıldığı dönemde, biz bunların
yaptığı bütün operasyonlara şüpheyle bakmıştık.
Çünkü kamu vicdanını rahatlatan tek bir somut delil yoktu!