Medeni-yetlerin Beşiği ya da Medeniyetlerin Mezarlığı haline
gelen, getirilen Ortadoğu’nun ortasında kaynıyor kazanlar...
Ve yanıyor insanlar.
“pişiyor insanlar
bitince çığlık
isyana dönüşecek”
diyen şairin “yanıyor kara petrol gibi insanlar gözyaşlarıyla”
dediği gibi sıcak günler yakın. Sıcak günler kapıya dayanmış.
Türkiye, barış istedikçe, birlik ve beraberlik dedikçe birileri
şifa bulmayan yaraları kaşıyarak kanatıyor.
Asırlardan beri savaştan geçinenlerin strateji adı altında
oynadıkları oyunlara karşı oyun kurmak ya da bozmak yerine sürekli
öfkeye yenik düşüyoruz.
*
İslam ülkeleri bir araya gelemiyor, getirilmiyor.
Birlik olmak yerine kendi aralarında savaşmayı tercih etmek artık
aptallığın da ötesi...
Katar’a karşı yapılan tecrit de bunun açık göstergesi.
Arap Birliği’ne gelince tıpkı Birleşemeyen Milletler gibi içi
boşaltılan ve yaptırım gücü olmayan sözde birlik kuruluşu.
*
“Vaat edilmiş topraklar” yalanıyla Filistin’e göç eden Yahudiler
yani İsrail, Ortadoğu’yu yangın yerine çevirdi.
Bir nokta iken bugün bütün toprakların sahibi haline gelen İsrail,
dur-başla metoduyla her geçen gün yeni bir vahşete imza atıyor!
Kimse ‘dur’ diyemiyor.
Türkiye dışında hiçbir İslam ülkesinin veya birliğin sesi
çıkmıyor.
*
İslam ülkeleri arasındaki rejim farklılıkları kutuplaşmayı getirmiş
ve her ülke farklı bir izm’in yani sosyalizmin veya Baas gibi
rejimlerin peşinden dörtnala at koşturmuş.
Bir kişinin iradesi üzerine inşa edilen krallıklar otoriter
rejimlere dönüşmüş.
Ve etrafındaki zekâ özürlü yöneticilerin oyun kuramayışı veya
bozamayışı yüzünden Batı’nın ve de İsrail’in Ortadoğu’da cirit
atmasına neden olunmuş.
Milyarlarca dolara kurdukları istihbarat birimleri ise Batılı
istihbarat teşkilatlarının güdümünde.
Krallıklar kendi halkından korkmuş.
Ve de isyanlarından korumak üzerine kendini şekillendirmiş!
Kendi halkı ise kırk parçaya bölünmüş ve her bir parçası bir başka
devletin kucağında geziniyor.
*