İran istihbaratı açıklıyor:
- Darbeyi Amerika, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, S. Arabistan
biliyordu!
Dışişleri’nin de İran’a şu soruyu sorması gerekiyor;
- Bu ülkelerin darbeyi bildiğini bildiğinize göre, demek ki İran’da
biliyordu! O halde İran olarak neden haber vermediniz?
İran da bu fırsattan istifade Türkiye’ye dost ülke kalmadığını bir
kez daha hatırlatıyor ve düşmanlarının sayısını daha da artırmayı
körükleyerek yalnızlığa itiyor!
***
Yaşanan böyle bir katliama bile sessiz kalan Amerika’daki
generallerin ve yetkililerin açıklamalarına dikkat edilirse asla
masum olmadıklarını da itiraf etmiş oluyorlar...
“İyi anlaşıyorduk” sözleri ise içerideki yapıya hâlâ üstü kapalı,
“Arkanızdayız” diyerek açık mesaj gönderiyor.
Bin yıldan beri bu coğrafyada üzerimize hep aynı oyun
oynanıyor.
Ve her defasında biz de aynı oyuna yenik düşüyoruz.
Bilmeliyiz artık.
Ve hiç unutmamalıyız ki:
- Su uyuyor, düşman asla uyumuyor!
***
Merhum Yılmaz Öztuna’nın Bir Darbenin Anatomisi adlı eserini
okuyanlar Sultan Abdülaziz Han’a nasıl bir darbe planlandığını,
kimlerin nasıl kullanıldığını, asıl planlayıcıların perde arkasında
nasıl gizlendiğini ve Batılı efendilerin nasıl içimizdekileri satın
alarak olayları organize ettiğine dair rollerini görebilir.
Ve 15 Temmuz’daki darbe girişimiyle ne kadar benzerlik taşıdığını
da.
Lakin, bizde darbeler, teşebbüsler gidiyor ve hikâyeleri
kalıyor...
Okullarda sürüngenleri ve Taş Devri’ni öğretenler, darbeleri ve
kendi tarihini bu nesillere öğretmedi.
Haliyle, sürekli analize muhtaç bir büyük kalabalık arasında
yaşamaya çalışıyoruz.