Dur bir dakika ağla benim için” diyerek içinde bulunduğumuz
günleri özetleyebildiğimiz bir dar geçitten geçip gider
gibiyiz...
Masal yüzlü kahramanların hikâyeleri yüreğimizi yakıyor.
Hemen her gün bir yerlerden gelen kahredici haberler yüzünden hüzne
boğuluyoruz.
Çocuklarımızın gözlerine bir kez daha bakabiliyoruz; şimdi nasıl
anlatsak diyebiliyoruz.
Bir savaşın kıyısında yaşamanın bedeli her geçen gün biraz daha
ağırlaşıyor. Lakin, eşkıyalara da fırsat bırakmayan bir devletimiz
var, bırakmayacaklar da!
Ama birilerinin “Suriyeli erkekler şeyini gezdirsin” dediği gibi
onlar şehit düşmedi, bu sözü söyleyen şeylerin bir şeylerini
gezdirebilmesi için de düşmedi...
Onlar ülkesi, bayrağı ve geride kalan namuslu insanlar için şehit
düştü...
Ve namussuzlar için hiç değil!
***
Böylesine günlerde dahi bir türlü vicdanıyla, aklıyla olaylara ve
sonuçlarına bakmak yerine bir kahve köşesinde sorumsuzca dırdır
edenler gibi halkı kaosa sürükleyen şeyler yazıp çizenlerin akıl
sağlığından şüphe etmeye başladık.
Muhalif olmak farklı bir çözüm üretmektir.
Her şeye karşı ve her şeyden bir “istemezük” fikrini çıkartıp
piyasaya süren şeylerin sayısı da her geçen gün artıyor.
Buna benzer şeyler yazanların ruhuna siyasetin kirli yüzü
bulaşmış.
Yani 3 milyon Suriyelinin ölüme terk edilmesini isteyen şeyler,
binlerce Aylan’ın denizlerde boğulmasını seyretmekle yetinen
şeylerdir...