Cumhur-başkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım defalarca “Değişecek olan rejim değil, sistemdir” diyor...
Ve ısrarla birileri “Rejim değişiyor” diye direniyor ve yanlış bir tartışmanın fitilini ateşliyor...
Muhalif olunur ama doğruyu yalan çizgisine taşımanın adı da siyaset değildir...
Son iki yüz yılda yaşadıklarımız ortada...
Darbe, kriz senaryoları üreten bu sistem tıkanmıştır artık.
Daha düne kadar sembolik ve sorumsuz olan Cumhurbaşkanlığı makamı artık “yetkili sorumsuz” pozisyonundan çıkıyor ve özetle, “yürütmenin başındaki tek sorumlu kişi seçiliyor.”
Can Paker’in deyişiyle, “Hızlı bir siyasi kadro yenilenmesi olacak ve TBMM’deki partiler genel başkanlarını aynı zamanda cumhurbaşkanı adayını seçecek. Eğer aday seçilemezse hem partinin değişimine hem de kadroların değişimine neden olacak.”
*
Kafa karışıklığına yol açanların sayısı ise çok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukukçu Başdanışmanı Mehmet Uçum’un “Değişiklik var ama objektif açıklamaya da ihtiyaç var!” dediği gibi, meseleyi karanlığa çekip “karanlıkta kara kedi kovalamak” isteyenler halka da yalandan masallar anlatıyor...
Sorun şu, işin uzmanları çarpıtarak tarif ediyor...