Ve yeni yıla, yeni bir defterin daha hiç karalanmamış beyaz sayfalarını açıp da yeni bir şeylere başlamalıyız diyoruz.
Etrafımızdaki yaşananlara bakıyoruz, duyuyoruz da anlıyoruz ki inadına bazı şeyler hiç değişmiyor...
Değişmeliyiz oysa.
Savaşlara ihanet etmeliyiz inadına.
Kurşunları saklayarak.
Toprağa canları bırakacağımıza.
Bombaları gömmeliyiz mesela.
Bu yüzden değişmeliyiz diyoruz.
“Günler aynı, insanlar aynı, yalanlar aynı, dekorlar ve sahneler aynı, kandırılanlar aynı. Ve yine aynı olacak, sahte kahkahalar” diyen Bukowski’nin belki de asırlık isyanındaki umutsuzluğuna doğru bizi götüren bulutları artık dağıtmalıyız.