Yıllarca Fransa’da yaşayan sosyalist Hıfzı Topuz hayatını anlattığı kitabında diyor ki “1960’da UNESCO’da çalışıyordum. 27 Mayıs Devrimi oldu. Olayı Paris’ten coşkuyla izliyorduk. İçim içime sığmıyordu. Yıllık iznimi alarak, atladım arabaya, İstanbul’a geldim. Melih Cevdet Anday, Sadun Tanju gibi arkadaşlarla devrimin tadını çıkartıyorduk.”
Aziz Nesin ve Milli Birlik Komitesi’nden darbeci subaylarla her akşam toplanan Hıfzı Topuz ve arkadaşları özgürlüğün gelişini kutluyor...
Ve günler sonra çıkış vizesi alamayınca düş kırıklığı yaşadığını anlatıyor...
Başbakan Menderes ve iki bakanın idamıyla sonuçlanan bir darbeye devrim diyebilen, darbenin tadını çıkartan ve 93 yaşına gelen Hıfzı Topuz hâlâ da pişman değil.
***
Can Dündar’ın Alman televizyon kanalı ZDF’de yaptığı konuşmasını seyrettiğimde Hıfzı Topuz’un söylediklerini hatırladım...
Büyük bir çelişki kuyusuna düştüklerini fark etmiyorlar dahi...
Bir yandan ırk, mezhep çatışmalarının fitilini ateşleyen sözler sarf ediyor, diğer yandan demokrat olduğundan söz ediyor.
Ve Türkiye’deki demokrasinin tehlike altında olduğunu belirtiyor.
Düşünüyorum da, insanların kafalarına bir yerlerden taş mı düşüyor? Ki böylesine, muhakemesini kendini rezil etme pahasına yitiriyor...