Kripto örgütler bin yıl boyunca vardı, var olacak.
Ve tabii ki bu örgütlerin isyanları, suikastları da.
Diyoruz ki on altı devletin yönetimleri bu kripto örgütlerin varlığı ve isyanları yüzünden elbette çok büyük yıkıcı yaralar ve darbeler aldığı için birçoğu yıkılmış ve bazıları da dağılmış ve tükenmiş.
Devlet, kendini koruyucu mekanizmalarını daima düzgün ve sağlam kurmalı.
Sistematik bir şekilde sistem çalışmalı ve kendini güncellemeli.
Ve yıkıcı darbelere karşı da olağanüstü koruyucu duvarlardan oluşmalı.
***
Devletler, ya girdikleri savaşlar, ya iktidar çekişmeleri ya da kripto örgütlerin gizli oyunlarıyla olağanüstü süreçler yaşayabilir.
Yaşamışlardır da...
Selçuklu Devleti’ni ve Hasan Sabbah’ın başını çektiği Haşhaşi örgütünün yaptıklarını artık bilmeyenimiz kalmadı.
Devletlerin yıkılış gerekçelerini çok iyi biliyoruz ama sürekli aynı hata tekrar edildiği için on altı devleti kaybetmişiz...
İçeridekilerin ve dışarıdakilerin entegre ağları sistematik ve hatasız çalıştığından, sürekli yıkıcı darbelerle karşılaşıyoruz...
***
Yıkıcı darbelere karşı ise devlet olası her kara boşluğunu doldurmak ve kendini sağlama almak zorundadır.
Fay hatlarını, farklılıklarını çok iyi yönetmeli.
Ve bu fay hatlarının altına kimsenin dinamit koymasına alan tanımamalı.
Hiç kimse mezhep, ırk farklılıklarından bir örgüt çıkaracak güce kavuşmamalı.
Diyoruz ki son yüz yıl boyunca devlet dini düşman odağına koyduğu, eğitimini vermediği için konsolide boşluklar ortaya çıkmıştır.
80 öncesi izm akımlarını yönetemediği için sağ ve sol örgütlerin silahlı eylemleri yüzünden ülke bir darbenin eşiğine gelmiş ve büyük bir yara almıştır.
***
AK Parti iktidarıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, devlet ile dini barıştırdığı için, legal görüntülü ama illegal yanları olağanüstü gizli olan ve geçmiş boşluklardan dolayı büyüyen kripto örgütler bu durumdan oldukça rahatsız olmuştur.
Uzaktan, dış kumandalı bu kripto örgütlerin entegre yapıları örümcek ağı gibi devleti esiri haline getirmiştir.