Güzel şeylerden bahset-mek istiyoruz, lakin dünyada olup
bitenlere baktıkça içimiz kararıyor...
Acıya dair ne varsa gelip yüreğimize bir dağ gibi çöküyor...
Dr. Erkan Aydın dostumuz Halep’teki katliamın ve çaresizliğin bir
fotoğrafını paylaşıyor bizimle...
Ve Berna Laçin’in bir sonbahar resminin altına “Düşen bir yaprak
görürsen, beni hatırla demiştim” yazdığı bir iki satır düşüyor
aklımıza...
Fotoğrafa baktığınızda gözlerinizdeki yaşa engel olamıyorsunuz.
“Batı seyrediyor” diye sitem ediyoruz ama Şanghay Beşlisi ve Arap
dünyası da üzüntüsünden gözyaşı dökmüyor!
Ve anlıyoruz ki gerçekten sözün bittiği ve insanların çaresiz
bırakıldığı çıkmaz bir sokaktayız...
“Her şey yapılabilir beyaz bir kâğıtla” diyen Yılmaz Erdoğan’ın
bir iki mısrasındaki “uçak örneğin, uçurtma mesela” dediği çözüme
sığınıyoruz sanki...
Yıkılmış bir kentin sokaklarında kurtarılmayı bekleyen binlerce
insan, tükenmişliğin sendromunu yaşıyor.
Gazetecilikte bir kural var...
İyi bir fotoğraf bin kelime anlatmalı...
Halep’te çekilen bu fotoğraf da bize milyonlarca kelime
anlatıyor...
“Süresi ötekilerinden kısa bir ömür üzerine” diyen Yılmaz Erdoğan’ı
da belki yeni anlıyoruz...
Bu fotoğrafın altına yazılacak ve hikâyeyi özetleyecek tek bir
satırdan yola çıkarak herkes farklı bir şeyler söyleyebilir ve
yazabilir ama bilmeliyiz ki büyük bir dram yaşanıyor sınırlarımızın
öteki tarafında...
*
Hitler’in katliamı yıllarca anlatılıyor, filme çekiliyor...