Ve Halep’te sayısını dahi bilemediğimiz katliam yaşanıyor.
500 kişi daha hayatını kaybetti...
Katliamın fotoğraflarını gördükçe söyleyecek söz kalmıyor.
Yazarak, konuşarak bir şeyler çözülmüyor...
Kimse “dur” diyemiyor Esed’e...
Diyemediklerine göre demek ki birileri için hâlâ vazgeçilmez bir
adam.
***
Daha geçen hafta “dünyayı yönettiklerini zanneden” efendiler BM’de
toplandı, lakin değişen bir şey yok...
Katliam inadına devam ediyor...
Şimdi biz hangi Esed ile barışacağız?
Eli kanlı bir diktatör ve zalim biriyle mi?
Ve eli kanlı bir katil ile Türkiye’nin barışmasını, anlaşmasını
isteyen hâlâ var mı?
***
Halep yıkılmış, harabe bir kente dönüşmüş.
Küresel efendiler, bombaların yıktığı evlerin enkazından çıkan
bebeklerinin, çocuklarının cesetlerini kucaklayan anne ve babaların
o tükenmiş halini gösteren fotoğraflara bakıp da bir dakika
düşündüler mi?
Ağlayabildiler mi?
Ve kendilerinden utanabildiler mi?
Sanmıyoruz, bizi şaşırtan bir adım dahi atmıyorlar ve sürekli
aldanıyoruz...
***
Öyle yazarak düzelmiyor, bitmiyor savaş...
Yazılmayan bir şey kaldı mı ki?
Konuşarak çözülmüyor, değişmiyor bir şeyler...
Başkan Obama, BM’deki kürsüde güzel cümlelerden ibaret bir şeyler
söylüyor ama ülkesi kendi söylediklerinin tam tersi bir duruş
sergilemekte ısrar ediyor!
Oysa, konuşmak bir çözüm değil... Şeytanlar da konuşuyor...
Lakin şeytanların vesveselerinde, fısıltılarında insanları yoldan
çıkaracak yığınla isyana teşvik var.
Demek ki konuşanların sözlerine değil, eylemlerine bakmak
lazım!
Duruşuyla konuşanlar, yazanlar da usulca bir kenara çekilmiş
sanki...