Mehmet Soysal Milliyet Gazetesi

Karaborsa hikâyeler

Ankara’nın güç koridor-larındaki odalarda masa başı dizayn oyunlarının ilk tetikçisi unutmayalım ki daima kulağına fısıldanan gazetecilerdir. 34 yıllık meslek hayatımızda, her kim...

03 Mart 2017 | 153 okunma

Ankara’nın güç koridor-larındaki odalarda masa başı dizayn oyunlarının ilk tetikçisi unutmayalım ki daima kulağına fısıldanan gazetecilerdir.

34 yıllık meslek hayatımızda, her kim “yazılmamak kaydıyla” diyerek söze başlayıp kulağımıza bir şeyler fısıldasa “Neden resmî açıklama yapmıyorsunuz?” diyerek konuyu kapattım.


Fısıltı gazeteciliğinden de oldum olası nefret ettim.

Biliyorduk ki kulağımıza her fısıldanan sözün altında mutlaka bir Çapanoğlu var.

Fısıldayan adamların sözlerine de kulağımı kapatır ve adeta “Külahıma anlat” der, geçerim...

***

Kendini, kurumunu kullandırtmayan ve ilkeli gazetecilik yapanların sayısı ne yazık ki her geçen gün azalıyor.

Ankara’daki bir kesim gazetecinin siyasetle ve diğer güç odağı olan kurumlarla girdikleri ilişkiler sonucu yaptıklarını yazmaya başlasak, inanın ansiklopedi olur.

Ve fısıltı gazeteciliğinin hemen her gün bir örneğiyle karşılaşıyoruz.

“Gazeteci, gazetecinin kurdudur” sözünü ilk duyduğumda gülmüştüm...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yarından sonra 31 Ekim 2022 | 176 Okunma Hiç ışık yok 29 Ekim 2022 | 94 Okunma Derin yapılar 26 Ekim 2022 | 231 Okunma Çalkantılı geçmiş 24 Ekim 2022 | 182 Okunma Yol haritaları 22 Ekim 2022 | 122 Okunma