Mehmet Soysal Milliyet Gazetesi

Kurşun sıkılan kentlerde

Kuşlarına kurşun sıkılmış kentlerde yaşıyoruz, tutukluyuz. Darbecileri cezaevine gönderebilmek uğruna içerideki diğer suçluları tahliye ediyoruz. Tahliye edilenlerin suç çeşitliliğine...

21 Ağustos 2016 | 130 okunma

Kuşlarına kurşun sıkılmış kentlerde yaşıyoruz, tutukluyuz.
Darbecileri cezaevine gönderebilmek uğruna içerideki diğer suçluları tahliye ediyoruz.
Tahliye edilenlerin suç çeşitliliğine baktığımızda ise üzülüyoruz.


Devlet, vatandaşlarına karşı suç işleyen azgın suçluları affedip aramıza gönderiyor.
Devlet, suçluyu özgür kılarken, adını da denetimli serbestlik koyuyor.
Denetim mekanizmasını da nasıl işlettiğini darbecilerin sızıntısından öğrenmiş oluyoruz.
Ne hikmetse, Deniz Seki ise hâlâ cezaevinde yatmaya devam ediyor.
Sıla’ya gelince, bize göre, bazı sanatçı dostlarının belki de ikiyüzlü hayatlarına, duruşlarına isyan ederek bir çift laf etti diye linç ediyoruz.
Oysa, mitinge koşarak gidenlerin hiçbirini tankların önünde biz göremedik!
***
Sisler bulvarında avlanmaya çıkanlar gibiyiz, demokrasi ifade özgürlüğü demektir.
Bir çift laf etti diye Sıla linç edilecekse, daha düne kadar FETÖ’ye selam gönderen siyasiler de edilmeli.
Ve devletin kılcal damarlarına sayısını hâlâ bilemediğimiz paralelciyi yerleştiren eski veya yeni bakanlar da edilmeli! Ve hesap sorulmalı, arsaları parselleyip de dağıtan belediye başkanları da hesap vermeli.
Adalet, 13 yaşındaki Kuleli’li öğrenciye bedel ödetiyorsa, 86 yılından beri darbeci kadroları devletin her yerine sızdıran bütün eski ve yeni siyasiler, bürokratlar ve referansları da linç edilmeli.
Leylekler bunları getirip yerleştirmediğine göre, getiren herkesten hesap sorulmalı diyoruz ama cezaevine gönderilen bir tek eski veya yeni siyasinin adını hâlâ duymuş değiliz.
Ve para baronları ise gözaltına alınıp salıveriliyor... Suçsuz ise niye gözaltına alıyor ve neden bırakılıyor!
Sağır sultanın dahi duyduğu, bildiği darbeci para baronları salıveriliyorsa 13 yaşındaki Kuleli’li öğrencinin ne suçu var diyesimiz geliyor!
Kamu vicdanı yaralanıyor!
Ve gücü yeten yetene dünyasını bir kez daha inşa etmeyelim diyoruz.
***
Zor seviyoruz, kolay gidiyoruz.
Zor anlıyoruz, anlaşıyoruz, kolay bozuşuyoruz.
Zor yapıyoruz, kolay yıkıyoruz.
Zor sadık oluyoruz, kolay ihanet ediyoruz.
Darbeciler devletin kurumlarından tasfiye ediliyor, yaşamaya ve ayakta durmaya çalışan namuslu insanların arasına gönderiliyor.
Kahramanların adı bir yerlere yazılıyor, unutmamamız için... Katılıyoruz... İsimleri ve hikâyeleri yaşasın. Ki gelecek nesiller demokrasiye sahip çıksın...
Lakin, sayılarını bilmekte zorlandığımız namussuz ve hainlerin isimlerini de bu milletin unutmaması için bir uygulama gerekiyor.
***
Kanlı bir nefesle geçiyoruz, bir sokaktan diğer bir sokağa.
Üç günlük dünya diye sürekli aşağılayanlar, dünyanın oyuncaklarına adeta teslim olmuş! Herkes aynalara baktığında, yastığa başını koyduğunda bu ülkenin bu hale gelmesinde kendi katkısını bulacak. İlk taşı kendine, sonra da başkalarına atacak...
Ve sonuçta her belayı birlik ve beraberlik içerisinde atlatmayı sürdüreceğiz... Ve birbirimizi sevmeyi başaramazsak da...
Artık kimse hak edilmemiş ayrıcalıkların peşinden gitmemeli.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yarından sonra 31 Ekim 2022 | 176 Okunma Hiç ışık yok 29 Ekim 2022 | 94 Okunma Derin yapılar 26 Ekim 2022 | 231 Okunma Çalkantılı geçmiş 24 Ekim 2022 | 182 Okunma Yol haritaları 22 Ekim 2022 | 122 Okunma