Siyasi kavgaların daima bir tarafı olmayı başaran medyanın objektif olamadığı ve kamuoyunu yanlış yönlendirdiği artık dünyada çok tartışılan bir konu...
Ve her geçen gün içinden çıkılmaz bir boyuta varıyor.
Sosyal medyadaki zıvanadan çıkmışlığı da sayarsak olağanüstü bir
bilgi terörizmiyle karşı karşıya kalmış masum ve büyük bir topluluk
var...
Bir kare resim ve bir video ile dünyayı yanlış bir yöne sürükleyecek güce sahip olan sosyal medyanın nerede duracağı ve nasıl denetleneceği de belirsiz hâlâ...
Etkileyici ve kontrolsüz bu güçle uğraşmakta devletler dahi zorlanıyor...
Peki, nereye kadar bu hukuksuz ve kontrolsüz gidiş...
*
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Genel Sekreteri Faruk Can, Bilgi Çağının Güdümlü Silahı Medya adlı eserinde diyor ki; komplo teorilerinden uzak, yaşanan vahşeti tüm çıplaklığıyla ve tarafsızlığını koruyarak ortaya koyuyor.
“Teknolojik imkânlar ve kitle iletişim araçlarının artması ve gelişmesiyle birlikte dünyamız küresel bir köye dönüştü. Bu köyün muhtarlığını da medya yapıyor” diyen Faruk Can şunları yazıyor:
Medya, bir yandan demokratik sistemlerin vazgeçilmez bir unsuru, diğer yandan da zihinlere hükmedebilen büyük bir güç. Savaşları kazandıran, rejimleri yerle bir edebilen ‘kamuoyunu’ yönlendiren, kitlelerin iradesini parmağında oynatan bu silah kimin emrinde?
*