Birileri kronik muhalif alışkanlığıyla hep kendi penceresinden bakarak yazıyor ki:
“İznini aldığınız o askeri sınırdan bir kilometre içeri sokabilir misiniz?”
Ve devam ediyor:
“Türkiye’nin imajı hem dünyada, hem Arap âleminde dip yapmış durumda.”
Başkalarının gerekçelerini de bize doğruymuş gibi sıralıyor:
“Osmanlıcılık, Turancılık hayalleri bütün bölgede şüpheli gözlerle izleniyor...”
*
Türkiye’yi Batılıların bakış açısıyla değerlendiren bu kronik muhalifler 35 yıldan beri Barzani’ye, Esed ailesine ve terörü finanse eden Batı’ya, daha da ötesi, Amerika’ya tek bir laf etmedi...
Suriye, Bekaa Vadisi’ni PKK’ya...
Ve başındaki eli kanlı teröriste Şam’da malikâneleri tahsis ettiğinde...
Batılı ülkeler silah sevkiyatını sağladığında...
Amerika ise kurup, besleyip, büyütürken ve sonunda da paketleyip bize verdiğinde...
İtalya üç ay boyunca terörün başını Roma’da ağırladığında tek kelime yazıp çizmediler!
Kafaları ve yürekleri hep Küba’daki Che’de kalmış...
Peki, sınırlarımızın ötesinden 35 yıldan beri gelen teröristler bu ülkede kuş mu avlıyordu?
Ve şehit düşen bir tek Mehmetçik’in, polisin, öğretmenin hikâyesini yazmadılar.
Bir şehit annesinin dramını yazıp çizmeyi aklına getirmediler.
Ama bu sarı kurtların hepsi eşkıyalarla röportaj yapmak için Kandil Dağı’nı su yoluna çevirdiler...
Unutmadık bu ihanetleri...
Bu ve bunlar gibi sarı kurtlar hayatımızın her alanına sızmış durumdalar...
*