Üç gün önce 27 Mayıs’tı...
Bir darbenin üzerinden elli altı yıl geçmiş...
Menderes’in Sanayi Bakanı Sebati Ataman bir hatırasında diyor ki:
“Bağdat Paktı toplantısı için Irak’a gitmiştik.
Ve İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerinin kabrini ziyaret edip dua etmiştik.
Daha sonra bana dedi ki:
Ebu Hanife öleli bin yıl olmuş. Burada biz çeşitli ülkelerden gelmiş bir siyasi kadro, kabri başına varıp Fatiha okuyor, dua ediyoruz. Ne yapmış bu zat? Hanefi mezhebini kurmuş! Sen bin sene yaşayan bir devlet gösterebilir misin? Bin sene yaptıkları unutulmayan, gidenin kabrini ziyaret ettiği bir fikir adamı, bir devlet adamı gösterebilir misin? Demek ki dünyada en kavi konu dindir. Ölümsüzlük yalnız dinden geçiyor.”
***
İslam zemini üzerinde bir anlaşma yapmak, Ortadoğu Müslümanlarını bir araya getirmek fikrini ortaya ilk defa atan Adnan Menderes diyor ki:
“Biz niye buraya geldik? ABD ve İngiltere’nin de desteklediği bir bölge paktının müzakeresinde bulunmaya geldik... Ortak çıkarlarımız olduğu halde anlaşamadığımız pek çok madde var. Fakat, Ebu Hanife’nin kabrini ziyarette anlaşmış gibiyiz...”
Türkiye’nin buna öncülük edebileceğini söyleyen Menderes bu arzusunu yerine getiremez...
Kendisi, arkadaşları ve fikri darağacında idam edilir...
1961 darbesinin dış kaynaklı olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz...
Ve tabii ki sayısızca nedenlerini.