15 Temmuz davaları başladı..
İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Muğla’da darbeci askerler hâkim karşısına çıktı..
İfade vermeye başladılar..
O geceyi anlatıyorlar..
Gerçi ana dava Genelkurmay cephesinde yaşananlara ilişkin iddianame daha çıkmadı ama fotoğraf yavaş yavaş netleşiyor..
***
Bence o gece yaşadığımız darbe teşebbüsünden çok iç savaş provasıydı..
İlk günden beri bu fikri savunuyorum..
Çünkü..
Gecenin onunda, trafik vızır vızır akarken Boğaz Köprüsü’nü keserek, Atatürk Havalimanı’nın önüne tank yollayarak, belediye binasını basarak, Meclis’e bomba atarak darbe olmazdı..
Gece yarısı bile olmamış..
Herkes ayakta..
Mantıksızdı..
***
İlk günden beri kafalardaki soru bu.. Bu adamlar, koca koca generaller, albaylar, binbaşılar, yüzbaşılar bu kadar akılsız mı?
Böyle darbe yapılmayacağını bilmezler mi?
Bilmez olurlar mı?
***
Mahkemelerde verilen ifadeleri okuyorum.. Şimdilik çıkardığım sonuç şu.. (Şimdilik diyorum çünkü daha duruşmaların başı..)
FETÖ ekibi darbe planladı.. Az sayıda kişiyle sabaha karşı kilit yerleri ele geçireceklerdi..
Cumhurbaşkanı’nı, Başbakan’ı, Genelkurmay Başkanı’nı, kuvvet komutanlarını derdest edip Akıncılar Üssü’ne götüreceklerdi..
Karar mekanizmasını etkisiz hale getireceklerdi..
***
FETÖ’cü polisler de bütün illerde emniyeti ele geçirecek.. Özel harekâta hakim olacak.. Ağır silahlara el koyacaklardı.. Savaş uçakları zaten ellerindeydi..
Fethullahçı olmayan, darbeye karışmayan asker ve polisleri hareketsiz, daha doğrusu, çaresiz bırakacaklardı..
Anladığım kadarıyla, plan aşağı yukarı buydu..
Tutardı, tutmazdı.. Başarırlardı, başaramazlardı ayrı konu..
***
Peki, ne oldu?
Deşifre oldukları, sabahı göremeyecekleri, darbeye kalkışamayacaklarını anlayan bir grup FETÖ’cü telaşa kapıldı..
Kendilerini kurtarmak için iç savaşı denediler..
Bir grup askeri iktidar partisinin il binasına göndermelerinin..
Köprüyü kestirmelerinin..
Kuleli öğrencileriyle Beylerbeyi’nde dehşet saçmalarının..
İnsanları öldürmeyi göze almalarının..
Uçaktan bomba atmalarının..
Helikopterden halkın üzerine ateş açmalarının nedeni bu..
***
Şu karargâh davası başlasın.. Genelkurmay’ı içten ele geçiren subayların da ifadelerini görelim..
Genelkurmay Başkanı ve komutanların nasıl derdest edildiğini daha iyi anlayalım..
Fotoğraf daha da netleşecek..