Tarihi referanduma altı hafta kaldı..
Türkiye ya devlet rejimini değiştirecek ya da bugünkü yönetim biçimine devam diyecek..
Aralarında dağlar kadar fark var..
Mesela bugün yürütme dediğimizde, başbakan ve kabinesini kastediyoruz.. Başbakan ve 25 bakanı..
Anayasa değişirse, yürütme dediğimizde, sadece cumhurbaşkanını kastetmiş olacağız..
Dağlar kadar fark var demem bundan..
***
Altı hafta sonra sandığa gideceğiz ama yeteri kadar anlatılmadı, konuşulmadı, tartışılmadı..
Temel sorulara henüz yanıt verilmiş değil..
Meydanlarda bol miktarda hamaset var..
Sorulara yanıt yok..
Siyasetçiler 17 Nisan sabahını düşünmeden propaganda yapıyor..
Her fırsatta söylüyorum, her fırsatta yazıyorum..
Bugün pazar..
Pazar sohbeti yaparken yineleyeyim..
Hayır diyen; PKK’lıymış, FETÖ’cüymüş, IŞİD’ciymiş, 15Temmuz darbecisiymiş gibi gösteriliyor..
Diyelim ki; yüzde 51 hayır çıktı..
Veya..
Diyelim ki yüzde 49 hayır çıktı..
Nasıl yorumlayacağız?
***
Veya deniliyor ki..
Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan için evet denilmeli..
Yine soruyorum; yüzde 51 hayır derse; tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet olmayacak mıyız?
Veya yüzde 49 hayır derse..
Yüzde 51 veya yüzde 49, tek millete, tek devlete, tek bayrağa tek millete karşı çıkmış mı sayılacak?
Denilecek ki; politika sanatının içinde mübalağa da, mugalata da var..
Doğru ama sınırı olmalı..