Anayasanın kapağı bugün açılıyor..
AKP-MHP kafa kafaya verdi; yönetim şekliyle ilgili taslak metin çıktı..
AKP milletvekillerinin imzasıyla (gerçi okumadan imzaladılar ama olsun) Meclis’e sunuldu..
Komisyonda ilk görüşme bugün..
Demek ki; önümüzdeki günlerde, haftalarda hatta aylarda anayasayla yatıp anayasayla kalkacağız..
Sadece milletvekilleri tartışmayacak..
Hukukçular, siyaset bilimciler, toplum bilimciler, gazeteciler, yazarlar, çizerler, ezcümle, siyasetle ilgilenen herkes konuşacak, tartışacak..
Çünkü yapılmak istenen basit bir değişiklik, küçük bir düzeltme değil..
Rejim değişikliğinden söz ediyoruz..
***
Bugün yapılacak veya yapılmayacak değişiklikler 30 yıl, 40 yıl, 50 yıl sonra da geçerli olacak..
Yani, ana rahmine düşmemiş bebeği de ilgilendiriyor..
Çekinmeden, bıkmadan usanmadan konuşmalıyız..
Aslında bu aynı zamanda vatandaşlık görevi.. Müzakereci demokrasinin gereği.. Olmazsa olmazı..
***
Müzakereci demokrasi deyince aklıma geldi..
Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan 2013 yılında Başbakan’ın başdanışmanıydı..
‘Toplumla müzakere’ başlıklı bir yazı kaleme almış, şöyle demişti..
***
‘Gündeme tartışma konuları atmakta amaç sadece toplumu hazırlamak, toplumu yönlendirmek, toplumsal destek bulmak değildir. Toplumdaki farklı görüşleri öğrenmek, onların da kararı şekillendirmesini sağlamak, meselelerin farklı boyutlarını görmek de bir gereğidir. Siyasi düşüncelerin sadece partiler ve siyasal kurumlar tarafından değil, toplumdaki tüm kesimler ve organizasyonlar tarafından tartışılması önemlidir.” (22 Ocak 2013, Star)