Zirvede anlaşmazlık olduğu açık net de Cumhurbaşkanı ile
Başbakan’ın hangi konuda ters düştüğü muamma..
Çok şey yazıldı çizildi ama sebep şudur diye iddialı söz söyleyen
olmadı..
Başbakan konuşmuyor.. Çevresi konuşmuyor..
Cumhurbaşkanı sessiz kalıyor.. Çevresi açıklama yapmıyor.. Tüyo
vermiyor..
Başbakan’ın ani vedası hâlâ sırrını koruyor..
***
Şunu biliyoruz.. Adıyaman İl Başkanı yüzünden gitmediğini
biliyoruz.. Adıyaman İl Başkanı’na yaptığı atama yüzünden
yetkilerinin tırpanlanmadığını da biliyoruz..
Bu, buz dağının görünen yüzüydü..
Medyaya yansıtılan tarafı..
Ya görünmeyen tarafı?
Buz dağının derinlikleri!.
Sır dediğim bu..
***
Kimi, AB ile yaptığı geri dönüş anlaşması nedeniyle gitti
diyor..
Kimi, vize muafiyeti için ağır şartları kabul etti.. Kendine başarı
öyküsü çıkarmak için terör yasasında değişiklik yapma sözü bile
verdi, asıl sebep bu diye iddia ediyor..
Kimi, Avrupa’ya teslim olduğunu söylüyor..
Kimi, Obama’dan randevu istemesini gösteriyor..
Kimi, dış politikayı tek başına şekillendirmeye kalktığına dikkati
çekiyor..
Kimi, tek bir sebep yok, tümünü gösteriyor.. Birikmiş bir yığın
sorun olduğuna işaret ediyor..
***
Şu sıcak günler geçsin.. Davutoğlu İstanbul’a dönsün, köşesine
çekilsin, yeni başbakanla yola çıkılsın, tansiyon düşsün, siyaset
rahatlasın, bir gün asıl sebebi öğreniriz herhalde..
Sır olmaktan çıkar herhalde!..
***
Peki, bundan sonra ne olacak?
Şunu söylüyorlar, yazıyorlar..
Çift başlılık ortadan kalkacakmış.. Sadece bürokrasi değil, ekonomi
de rahatlayacakmış..
Paralel yapı ve PKK ile mücadele hızlanacakmış..
Davutoğlu, Türkiye’nin önünde ne büyük engelmiş de haberimiz
yokmuş..