Şöyle bir tezim var; anayasa değişikliğiyle getirilmek istenen
yeni rejim çok riskli..
Defalarca yazdım..
Ne diyorlardı?
Dünyada örneği yok, ilk defa biz uygulayacağız.. Zaten anayasa
değişikliğini hazırlayanlar da bize özgü olduğunu, Türk usulü
olduğunu söylüyorlar..
Bu sebeple çok riskli diyorum..
***
Bu tezimi Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Karatepe doğruladı..
Aynen şöyle dedi; Pratikte sistemin nasıl işlediğini daha iyi
görebileceğiz. Uygularız, üç sene beş sene baktık olmuyor,
parlamento değiştirir.
Ama o iş öyle kolay değil..
12 Eylül darbesinden sonra Evren ve arkadaşları bir anayasa
yaptı..
Belki halk korktuğu için..
Belki halk desteklediği için..
Belki halk sağ-sol çatışmasından bıktığı için..
Belki halk anarşili yıllara tepki duyduğu için..
1982 yılında yüzde 92 oyla kabul etti..
***
Zaman içinde çok maddesi değiştirildi ama özü kaldı, ruhu
kaldı..
35 yıldır o ruh değiştirilemiyor..
Anayasa değişikliği kabul edilirse üç beş yıl sonra değişmez.. En
az 20 yıl, 30 yıl kalır..
Belki daha fazla!.
Bu sebeple riskli diyorum..
***
Sadece ben demiyorum, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Karatepe de
diyor..
O da aynı görüşte..
Aynı görüşte ama o risk alınmasından yana..
Söze ‘Her şeyde risk var’ diye girip şöyle devam etmiş;
‘Çıkıyorsunuz, hiç bilinmeyen bir şeyi, hem de bundan bir sene önce
kamuoyu yoklaması yaptırdığınızda halkın yüzde 25’nin desteği var..
Siz bunu gündeme getiriyorsunuz. Her şeyin riski var. Risk her
zaman vardır. Keyfi orada..’
***
2010 yılında yüksek yargıyı şekillendirmek için anayasa
değiştirildi.. Tarafsız ve bağımsız yargı için referanduma
gidildi..
Risk alındı..
Sistem değiştirildi.. Yeni düzen kuruldu..
Seçmen onayladı..
Sonuç?
Memlekete adalet geleceğine, memlekete tezgâh geldi, kumpas geldi,
düzmece davalar geldi..
Bedeli ağır oldu.. Binlerce insan o anayasa değişikliğinin bedelini
ödedi..
Paralel devlet o referandumla kuruldu..
FETÖ o anayasa değişikliğiyle güçlendi..
Bugün..