Referandum günü ne yazılır?
Veya böyle bir günde ne okunur?
Aklıma Çetin Altan geldi.. Büyük usta fıkraya meraklıydı.. Köşesinde fıkralara yer verirdi.. Zevkle, neşeyle okurduk..
Milliyet okurları iyi bilir..
Bugün Çetin Altan’ın köşesinde çıkan fıkralardan bir kaçını toparladım..
Milliyet okurları hasret gidersin diye..
Başlıyorum..
***
Adamın biri, çıktığı iş gezisinde lüks bir otele iner. Odasına girdiğinde de masada bir bilgisayar görür ve karısına hemen bir “e-mail” göndermeye karar verir. Ancak yazdığı mesajı, farkına varmadan yanlış bir adrese geçer.
***
Mesajın yanlışlıkla gittiği adresteki evin hanımı, kocasını yeni kaybetmiş ve ağlaya ağlaya henüz eve dönmüştür. Taze dul, şöyle bir bakar bilgisayara ve gelen mesajı okuyunca da, yığılıp kalır yerde.
Kızın annesi, oturma odasına girdiğinde, yerde yatan kızını görür önce. Sonra da gözü bilgisayardaki mesaja takılır.
***
Mesaj şöyledir..
Sevgili karıcığım, Buraya henüz geldim. Herhalde benden bu kadar çabuk bir haber beklemiyordun. Burası çok lüks. Bir de bilgisayar koymuşlar yatacağım odaya. Sevdiklerine hemen “e-mail” gönderebiliyorsun. Senin de kayıtlarını yaptırdım. Gelmeni dört gözle bekliyorum. Rahat edeceğinden eminim. Hemen hazırlan gelmek için. Yalnız burası çok sıcak. Hafif şeyler giy gelirken. Yanaklarından öperim.
***
İyilik melekleri ABD’yi yarattıklarında; ilk doğan Amerikalının beşiğine, ondan sonra doğacakları da kapsayacak biçimde, dünyanın en güzel üç nimetini koymaya karar vermişler..