Hukuk fakültelerinden biri..
Ceza Hukuku Profesörü kürsüde..
Dersin konusu tutukluluk..
Hoca başlar anlatmaya; ‘Tutuklama, delillerin korunması, şüpheli
veya sanığın kaçmasını önleme vb. gibi nedenlerle geçici olarak
başvurulan bir koruma tedbiridir..’
Sıralardan uğultular yükselir..
***
Hoca uğultulara aldırmaz, anlatmaya devam eder..
‘Tutuklamanın iki amacı vardır; delillerin korunmasını sağlamak,
karartma, yok etme, vasfının değiştirilmesini önlemek, şüphelinin
veya sanığın kaçmasını önlemek..’
Hoca bir an susar; sınıf kendi âlemindedir.. Sinirlenir ama belli
etmez anlatmayı sürdürür;
‘Bakın çocuklar, burası çok önemli, kaçma şüphesi somut olgulara
dayanmalıdır..’
***
Arka sıralardan bir ses yükselir; hocam bize gerçekleri anlat..
Hoca öfkelenir.. Sert bir ifadeyle; ‘Ben size hukuk anlatıyorum,
ben size yasaları anlatıyorum, ister dinleyin ister dinlemeyin’
der..
Devam eder; ‘Tutukluluk geçici olmalıdır, tutukluluk cezaya
dönüştü- rülmemelidir..’
***
Arka sıradaki genç bu kez ayağa kalkar, nazik bir tonla; ‘Hocam bu
anlattıklarınıza somut örnek verebilir misiniz’ der..
Sözü bi başkası alır; ‘Mesela Hocam, gazeteciler, yazarlar,
çizerler aylardır tutuklu. Delil dedikleri yazıları, onları
karartamazlar, kaçacaklarına dair somut olgu da yok..’
***
Hoca, ‘Bakın şimdi durum biraz farklı, olağanüstü bi..’ diyecekti
ki..
Hoca’nın sözü havada asılı kalır..
Başka bir öğrenci araya girer; ‘Hocam suçlanıyorlar ama suçlamanın
belgesi de yok..’
Ön sıralardan bir başka; Hocam son iki olaya bakalım.. Sözcü’deki
gazetecilerle, açlık grevi yapan iki eğitimci neden tutuklandı,
açıklar mısınız?’
Bir başkası seslenir; ‘Anlattıklarınızla bağdaşıyor mu?’
***
Hoca terlemeye başlar; izah edecek kelime arar..
Genç bir kız ayağa kalkar; ‘Zorlanmayın hocam, ben söyleyeyim;
İkisi niyet okunarak tutuklandı, öteki ikisi tahmin üzerine
tutuklandı. Hocam hukukta yeri var mı?’
***
Hoca ders bitti diye bağırır; sinirle kapıyı vurup çıkar..
Aslında ders değil hukuk bitmişti!.