Kılıçdaroğlu kazanacağını bildiği için örgüte, delegelere hitap eden bir konuşma yaptı..
Coşturmak yerine, temel meseleleri anlatmayı tercih etti..
Hedef koydu, örgüte görev verdi..
İnce, kazanamayacağını bildiği için,tribünlerin nabzını tutmayı tercih etti..
Hem iktidara vurdu hem de parti yönetimine..
‘Vur vur inlesin’ tarzı konuşma yapınca tribünler aradığını buldu; karşılığını verdi..
Salon inledi..
---
Kılıçdaroğlu kazanacağını nerden biliyordu?
1080 delegenin imzasıyla aday göstermesinden..
İnce kaybedeceğini nerden biliyordu?
166 delegenin imzasını almasından..
Bir de şu da var.. Muharrem İnce tribünlerin kalbine hitap etti dedim ya, tribünlerden beklediği yanıtı aldı ama delege o kadar heyecan-lanmadı..
Delege İnce’yi ‘Ben kararımı verdim’ havasında dinledi..
---
Zaten İnce durumun böyle olduğunu gördüğü için delegeyi ‘Vatandaşı dinleyin, sokağı dinleyin’ diye uyardı..
İsmet İnönü-Bülent Ecevit çekişmesini örnek gösterdi.. CHP delegesinin İnönü’yü çok sevdiğini ama ülkenin ve partinin geleceği için Ecevit’i tercih ettiğini hatırlattı..
Bir anlamda kendini Ecevit’le konumlandırdı..
---
İki aday da Türkiye’nin meseleleri üzerinde durdu.. Söyledikleri arasında ideolojik fark yoktu.. Farklı bakış açısı yoktu.. Üslup farkı vardı..
İkisi de karamsar tablo çizdi..
5 temel sorun.. Örgüte 6 talimat
Kılıçdaroğlu konuşmasında Türkiye’nin 5 temel sorununun olduğunu söyledi.. Örgütüne 6 talimat verdi..
Önce sıraladığı sorunlar..
BİR: Kürt meselesi, terörün belinin kırılamaması..
İKİ: Dış politikada Ankara’nın savrulması.. Her ülkeyle sorun yaşaması, yalnızlaşması..