Migros’ta alışveriş yapar-ken önüme çıktı..
‘İzliyorum, okuyorum, beğeniyorum ama sizden bir ricam var’ diye
söze girdi..
Devamını şöyle getirdi:
- Geçmişi bırakalım, geleceğe bakalım.
- Fethullahçıları o görevlere kimin getirdiğine takılmayalım.
- İktidar ortaklık yaptığını gizlemiyor. Hata yaptıklarını kabul
ediyorlar. Cumhurbaşkanı ‘Allah bizi affetsin’ dedi.
- Olan olmuş, biten bitmiş. İyi ki darbeye kalktılar, açığa
çıktılar. İdam fermanlarını kendileri yazdılar.
- Fethullahçılar devletten temizlenecek temizlenmesine de yerlerine
kim gelecek?
- Geleceğe bakalım derken bunu kastediyorum.. Fethullahçıların
bıraktığı büyük boşluğu kimler dolduracak?
- Fetoculardan kurtulduk derken başka bir yapıya toslamayalım..
*
Abartılı kaygı mı?
Haklı endişe mi?
Bence haklı..
Devlete sızmak isteyen gruplar vardır.. Devlete yerleşen ama
palazlanamayan başka cemaatler vardır.. Fethullahçıların baskısıyla
kımıldamayan örgütlenmeler vardır..
Fırsat bu fırsat demiş olabilirler..
Çeşitli söylentiler var.. Menzilciler güçleniyormuş, Süleymancılar
ortamı kolluyormuş, çeşitli dini yapılar hareketlenmiş..
*
Bu sebeple mi bilmiyorum.. Diyanet İşleri Başkanı Gömez cemaatlerle
bir araya gelmeyi planlıyormuş..
Yaklaşımı özetle şu.. ‘Cemaatleri yasaklamak çare değil,
devletleştirmek hiç çare değil. Cemaatleri siyasette, ticarette,
futbolda görmemeliyiz. Toplumun manevi hayatına hizmette
görmeliyiz.’
*
Doğru .. Doğru da bugüne kadar siyasete, ticarete bulaşmayan cemaat
de olmadı.. Gerçi hiçbiri FETÖ gibi devleti ele geçirmek için
uğraşmadı ama siyaseti yönlendirmeye çalıştılar..
Bürokraside güçlü olmayı amaçladılar..
Dünyevi hayat bize ne deyip sadece maneviyatla yetinmediler..
*