Siyasettin jargonunda vardır.. Siyasetçi yaptığı her işi halkın talebi olarak sunar..
Halkın talebi doğrultusunda hareket ettiklerini iddia eder..
Bir sürü örnek verilebilir..
Son örnek Anayasa değişikliği.. Rejim değişikliği de aynı nedene
bağlandı..
Halkın talebi!...
***
Görmüşünüzdür..
Dünkü gazetede Adil Gür’ün yaptığı araştırmanın sonuçları yayınlandı..
- Bırakın halkın yeni anayasa talep etmesini..
- Bırakın halkın rejim değişikliğini istemesini
- Bırakın halkın mevcut sistemden şikayet etmesini..
- Bırakın halkın siyasetçilere baskı yapmasını..
Halkın ne anayasadan haberi varmış, ne nasıl yönetildiğimizden, ne sistemden!.
***
Seçmenlerin yüzde 47.6’sı parlamenter sistemin ne olduğunu dahi bilmiyormuş..
Şimdi biz bu seçmene soracağız..
Parlamenter sistemde mi kalalım?
Başkanlık sistemine mi geçelim?
Bu arada ..
ANAR’ın yaptığı araştırmaya göre seçmenin yüzde 80’i getirilen sistemin ne olduğunu bilmiyormuş!.
Araştırmacı Gür’e göre bilmeden de oy verecekler..
Neyse bu derin mevzuu..
***
Seçmenin neredeyse yarısı yürürlükteki anayasanın ne zaman yapıldığını da bilmiyormuş..
Vay be.. 35 yıl olmuş..
O gün Anayasa evet oyu verenlerin ( yüzde 92 ile referandumdan geçmişti ) çoğu hayatta değildir..
Bugün 82 Anayasası’ndan şikayet edenlerin çoğu o gün doğmamıştı bile..
Veya oy atmaya yaşı yetmemişti..
Veya hayır oyu vermişti..
Sonuçta; 1982 yılında kurulan sistemle yönetiliyoruz..
***
Referandumdan evet oyu çıkarsa 2017 Anayasası da büyük ihtimalle 35 yıl sonra da yürürlükte olacak..
Evet oyu verenlerin çoğu hayatta olmayacak..
Bugün doğanlar..
Bugün oy verme yaşında olmayanlar o gün 2017 Anayasası’yla bizim kabul ettiğimiz Anayasayla yönetilecek..
***
Bırakın 35 yıl sonrayı..
Evet oyu verenlerin bir kısma belki de Anayasa’nın yürürlüğe girdiğini görmeyecek..
Öyle ya..
2019’a kim öle kim kala..