İşin doğası şu..
Siyasetin alanı genişlerse, siyaset kanalı çok rahat kullanılırsa,
siyaset üzerinden bazı kazanımlar elde edilebilirse..
Silah devre dışı kalır.. Silahın işlevi, etkisi, gücü biter..
*
Bu saptamayı Türkiye’ye uyarlayalım..
HDP güçlendikçe, HDP Kürtlerin hamisi, temsilcisi durumuna
geldikçe, PKK işlevini yitirecektir..
Hayatın doğal akışı bunu emrediyor..
Gençler, dağa çıkacağına, yanı başındaki parti binasına
gidecektir..
Gençler, PKK’ya katılacağına, HDP’ye katılacaktır..
Gençler, eline silah alacağına mikrofon alacaktır, kalem
alacaktır..
İşin doğası bu dedik ya ama her zaman böyle olmuyor..
*
Oluyor oluyor.. Sonunda oluyor ama zahmetli oluyor.. Çünkü
gelişmeler birilerinin işine gelmeyecektir.. Birileri zemin
kaybetmekten, güç kaybetmekten hoşlanmayacaktır..
Bu birileri her taraf olabilir!..
*
On gündür yaşadıklarımıza bakarak, şunun işidir, bunun işidir
diyemeyiz..
Ortada büyük bir plan var.. Görmemiz lazım, üzerinde titizlikle
çalışılan senaryo hayata geçirildi..
Defalarca yazdım..
Suruç katliamı aydınlanmadan..
Ceylanpınar’da iki polisimiz uyurken ‘mafyavari yöntemle’
enselerine kurşun sıkılmasının emrini veren bulunmadan..
Toz bulutu dağılmaz..
*
Yine de ihtiyatlı cümleler kurayım ama veriler HDP’nin
güçlenmesinin, Türkiyelileşme çabasının Kandil’i rahatsız ettiğini
gösteriyor..
Palazlanmasının..
Kanıt?.
Suruç’ta canlı bomba özenle seçilmiş hedefe yollanmadan önce Kandil
tarafından yükselen ses çatışma döneminin başladığını
söylüyordu..
Ateşkesin bittiğini ilan ediyordu..