Seçime nerden baksan iki yıl var.. Yerel seçimi de hesaba katarsak, bir buçuk yıl diyelim..
Ama sanki seçim sathı mailine girmişiz gibi bir hava var..
Siyaset fokur fokur..
Her gün ittifaklardan, ittifak arayışlarından, yeni oluşumlardan söz ediliyor..
Siyasetçiler yeri gelsin gelmesin, uysun uymasın rakiplerine çatmadan noktayı koymuyor..
Herkesin elinde kalem kâğıt, hesap kitapyapıyor..
Herkes Beştepe’den yükselen sesleri cımbızlayarak analiz etmeye çalışıyor..
*
Kimine göre, yerel seçim öne çekilecek..
Kimine göre, başkanlık seçimi ‘baskın seçim’e çevrilecek..
Kimine göre, 2019 beklenmeyecek, 2018 seçim yılı olacak..
Her kafadan bir ses yükseliyor..
Neden?
*
Sistemin akordu bozuk da ondan..
Meclis anayasa değişikliğiyle sistemi değiştirdi; ama bir kısmını hemen devreye soktu, bir kısmını 2019’a, daha doğrusu, ilk yapılacak genel seçime bıraktı..
Ortaya ucube bir durum çıktı..
Hangi sistemle yönetildiğimiz belli değil..
Parlamenter sistem deseniz, değil..
Başkanlık sistemi deseniz, o da değil..
Yarı başkanlık sistemi deseniz, gene uymuyor..
*
Bir de OHAL’in getirdiği durum var.. Meclis devre dışı.. Anayasa Mahkemesi kepenkleri indirmiş vaziyette.. Bürokrasi imza atmaktan imtina ediyormuş..