Mesele çok daha büyük..
Mesele, Taksim’in imara açılması değil..
Mesele, inatlaşma da değil..
Mesele, Gezi Parkı’na kışla görünümlü otel, AVM, rezidans yapmakla
sınırlı değil..
Ne o zaman?
Hukuk..
Kararı beğenmiyorsan yargıcı değiştir, savcıyı değiştir anlayışının
yüksek yargıya kadar ulaşması..
Danıştay 6. Dairesi Taksim’i yeniden imara açtı.. Kışla görünümlü
otel, AVM, rezidans yapımına vize verdi..
Ufak çapta gümbürtü koptu tabii..
İktidarcı gazete birinci sayfadan başlığı çakmış; hani hukukun
üstünlüğü vardı?
Cevap: Hukuk yok ki üstünlüğü olsun..
Hukuk yok, iktidarın gücü var.. Hukuk yok, iktidarın tasarrufu
var.. Hukuk yok, iktidarın adamları var..
*
Danıştay bu kararı nasıl almış bakalım..
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını bertaraf eden hükümet.. Önce
HSYK’yı değiştirdi, sonra yüksek yargıya el attı..
Cemaatten temizleme..
Paralel yapının belini kırma adı altında yüksek yargıya kendine
yakın isimleri doldurdu..
Danıştay da nasibini aldı..
Yeni HSYK Danıştay’a 33 yeni üye atadı.. Bu 33 yeni üyenin üçü 6.
Daire’ye düştü..
Yeni heyet İstanbul Belediyesi’nin itirazını ele aldı.. Projeyi
iptal kararını kaldırdı.. Yani Taksim’i imara açtı..
Kaç oyla?
2’ye karşı 3 oyla.. Danıştay’a iktidar tarafından yollanan üç yeni
üyenin oylarıyla..
*
Hadi biri çıkıp bize söylesin..
Adalet nerede? Hukuk nerede?
*
İktidarın hoşuna gitmeyen kararı alan hâkimler değiştiriliyorsa..
İktidarın hoşuna gidecek kararları alan hâkimler işbaşına
getiriliyorsa.. Yargıçlar hukuka değil, iktidarın ağzına bakarak
karar veriyorsa..
O ülkede yargıdan söz edilebilir mi?
O ülkede adaletten söz edilebilir mi?
O ülkede hukuk var denilebilir mi?
Hukukun olmadığı ülkede demokrasi olur mu?