Cuma günü hukuk, ekonomi ve uluslararası ilişkiler
perspektifinden Türkiye’yi ele alan bir seminer izledim..
Türkiye üç ana başlıkta masaya yatırıldı..
Ekonominin bugününü/yarınını anlatan Murat Üçer de..
Uluslararası ilişkilerin kaygan zeminini izah etmeye çalışan Soli
Özel de..
Söz alan izleyiciler de..
Temel meselenin hukuk olduğu konusunda hemfikirdiler..
*
Temel mesele hukuk olunca Av. Gönenç Gürkaynak’ın sunumuna
odaklandık..
Söylediklerini özetlemeye çalışayım..
Gerileye gerileye, ifade özgürlüğü için mücadele eder hale
geldik..
Düşünceler özgür ortamda ifade edilmezse.. Düşünceler özgür ortamda
birbirleriyle çarpışmazsa.. Düşünceler birbirini maksimize
etmezse.. Dünyayı bir kez daha kaçırırız..
Sanayi devrimini kaçırdık.. Bilgi çağını da kaçırırız.. Çünkü dünya
çarpanlı büyüyen bir bilgi çağını yaşıyor.. Biz çarpanlı
eksilendeyiz..
*
Peki, o zaman ne yapmalıyız?
Serbest düşünceler piyasasını kurmalıyız..
Hukukun üstünlüğünü daim kılmalıyız..
Piyasalara hukuk garantili güven ortamı sağlamalıyız..
Ne söylüyorsak harfiyen yerine getirmeliyiz..
Yargının siyasallaştığı algısını kırmalıyız..
Yaftalama, itibarzız kılma, karalama siyasetine son
vermeliyiz..
*
Daha da önemlisi..
İfade özgürlüğünden yoksun, sadece sandığa gidip oy veren toplum
olmamalıyız..
Siyasete günlük müdahale etme (iktidarı yönlendirme adına toplantı,
yürüyüş, gösteri yaprak) şansı olmayan ülkeler konumuna
düşmemeliyiz..
İletişim özgürlüğünü, toplanma özgürlüğünü hukukun güvencesi altına
almalıyız..
*
Peki, yeniden sıçramanın, 2005-2006 Türkiye’sine dönmenin yolu var
mı? (Dikkatinizi çekerim, yine AKP’nin iktidarda olduğu yıllardan
söz ediyorum..)
O şans kaçtı mı?
Hayır..
Peki, yolu ne?
BİR: Hukukun üstünlüğünü mutlak kılmak..
İKİ: Yargı bağımsızlığını en küçük kuşkuya yer vermeden
sağlamak..
ÜÇ: Yasaları, kararnameleri zırt pırt değiştirmemek..
DÖRT: Siyasetin ekonomi üzerindeki etkisini azaltmak..
BEŞ: En radikal söylemleri bile düşünce özgürlüğü kabul etmek..
ALTI: İktidara talip olanlar ülkeyi yönetmek için yarışmalı, ülkeyi
değiştirmek için değil..
Bunları yapmak hiç de zor değil..
*
Gürkaynak’ın bir sözünü altını çizerek not aldım.. Tüm
konuşulanların özeti gibiydi..
‘Potansiyeli olan bir ülkeyiz ama kullanamıyoruz.. Potansiyelimizi
harekete geçirmek zorundayız.’
İyi pazarlar.