Çok zor bir yıl oldu, siyaset dur durak bilmedi..
Beş ay arayla üst üste iki seçim yapıldı.. Güneydoğu’da şehir
savaşları patlak verdi.. Yüz güne varan sokağa çıkma yasakları,
enkaza dönen mahalleler, moloz yığını haline gelen sokaklar..
Her gün şehit cenazeleri kalktı.. Bir ara siyasetçiler şehit
cenazesinden, şehit cenazesine koşturmaktan asil işlerini yapamaz
hale geldi..
Siyasette bir ilk yaşandı..
Beş ay önce yüzde 49.5 oyla sandıktan çıkan Başbakan, Cumhurbaşkanı
ile geçinemeyince sessiz sedasız evinin yolunu tuttu..
Bu durumu kimse yadırgamadı..
Çünkü işaretle gelmişti, işaretle gitti..
Uzatmayayım, daha çok olay var..
***
Bu satırları şöyle yorulduk böyle yorulduk demek için yazmıyorum..
Yorulduk yorulmasına ama işimiz bu..
Herkes yoruluyor, işçisi, doktoru, öğretmeni, politikacısı,
başbakanı, esnafı, şoförü de yoruluyor..
Koca bir yıl geçti..
Bencillik yapmıyorum, dinlenme herkesin hakkı, onların da hakkı
benim de hakkım..
***
Gerçi ufak tefek kaçamaklar yapmadım değil.. Birkaç defa güneye
indim.. Alaçatı, Didim, Gümüşlük, Göcek, Kaş derken mini molalar
verdim..
Ama inanın, köşe açıksa, yazı yazılması gerekiyorsa nerede
olursanız olun tatil tatil gibi olmuyor..
Beyin dinlenmiyor..
Sadece olaylara dingin ortamdan bakmanın faydası oluyor..
***
Dingin ortam denilince size Kaş’tan söz edeyim.. Bizim her yıl
yaptığımız gençlik gezisinden..
Liseli kadim dostlarla her ayın onunda Asmalımescit Yakup’ta
buluşuruz..
17 yıldır sürdürdüğümüz bu buluşmalara son altı yıldır gençlik
gezisini de ekledik..
Bu yıl Kaş’daydık..
Kaş Kampingde.. Kaş’ın içine yürüyerek beş dakika..
Çok hoşumuza gitti, ağaçlar altında nefis bir yer.. İster karavanla
git, ister çadır kur, ister bungalovlar da kal..
Denizi çok güzel, tam istediğim gibi.. Buz gibi değil ama soğuk
(Mayıs sonuydu).. Dipten buz gibi tatlı su çıktığı için suyun üstü
soğuk, alt sıcak..
Üstü tatlı, altı tuzlu su..