Diyorlar ki bu hükümet misyon hükümeti..
İyi de misyonu ne?
Kendi varlığına son vermek mi? Ayağına ateş etmek gibi değil, kafaya ateş etmek gibi mi?..
Tek kurşun!.
Bu hükümetin misyonu buymuş..
Saray’a en yakın gazete sekiz sütuna manşet atmış..
Binali Bey hükümeti Anayasa’yı değiştirerek başkanlık sistemini getirmek için kurulmuş..
Görevi buymuş!.
Anayasa değişikliği için 330‘u bulmak.. Referanduma gitmek..
Referandum kapısı aralandığı an görev tamamlanacak..
***
Aslında zor görev.. Başkanlık öyle pat diye olacak iş değil.. Meclis he dese bile, seçmen istiyorum dese bile, iki yıldan önce olmaz..
Devletin yapısı yeniden şekillenecek; az buz iş değil!.
Gerçi Meclis’in he diyeceği yok..
Bu sebeple korkarım, misyon hükümeti misyonunu yerine getiremeyecek!..
İktidar partisi mecburen başkanlıktan vazgeçip, partili cumhurbaşkanı modeline yönelecek..
Zaten direksiyonun bu yöne kırıldığının güçlü işaretleri var..
Haa, bu da misyon kapsamında mı diye sorarsanız; galiba giriyor!.
***
Akış şöyle olacak..
İktidar partisi yeni bir anayasayla Meclis’e gitmeyecek.. Üç beş maddelik değişiklikle yetinecek.. Partili cumhurbaşkanı modelini zorlayacak..
330’u buldu, buldu..
Doğru referanduma..
330’u bulamadı?
Doğru seçime!.
***
Denilecek ki niye seçime gidilsin ki.. Cumhurbaşkanı fiilen başkan gibi.. Binali Yıldırım hükümetiyle pürüzsüz bir ortam yarattı.. 2019’a kadar böyle gider..
Tamam da bugünden yarına ne olacağı belli olmaz.. HDP ve MHP kendiyle uğraşırken baskın seçim neden olmasın..
Başbakan ilk grup konuşmasında sinyali verdi..
***
Hükümetin misyonu tek cümleyle şöyle..
Anayasa’yı değiştirip referanduma gitmek, beceremezse seçim kararı almak..
İstikşafinin mimarı ödülünü aldı
Saray’a yakın gazetede ‘Neden seçildiler’ başlıklı analiz yazısı gördüm..
Yeni bakanlar ele alınmış..
AB Bakanı Ömer Çelik için şöyle denmiş..
‘7 Haziran seçimleri sonrasında CHP ile sürdürülen müzakerelerde AK Parti’nin kurumsal kimlik ve değerlerini etkili şekilde savundu’