Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi dört ayaklı minareyi kurşunlardan korumaya çalışırken hayatını koruyamadı..
Pis bir kurşunla göçüp gitti..
O kurşunu kim attı?
*
Olay hafızalarımızda.. Hatırlatmaya gerek var mı?
Yine de kısaca değinelim..
28 Kasım sabahıydı.. Saat 11 suları.. Tahir Elçi basın açıklaması yapıyor.. Yüz metre ötede, Sur ilçesine gelen taksiden inen iki PKK’lı kimlik soran polislere kurşun yağdırıyor.. Militanlar Elçi’nin bulunduğu yere doğru kaçıyor, polis peşlerinde.. Polis arkadan ateş açıyor, Elçi’nin çevresindeki sivil polisler önden.. Militanlar dar bir sokağa girip paçayı kurtarıyor.. Militanlar yaşıyor mu, öldü mü belli değil..
Çatışma sonunda bilinen bir ölü var; Tahir Elçi..
Kim vurdu?
*
Kaza kurşunu mu?
Suikast mı?
Kurşun PKK kurşunu mu?
Kurşun polis kurşunu mu?
*
Başbakan, mutlaka aydınlatılacakdemişti..
Başbakan, faili meçhul kalmayacakdemişti..
Başbakan, ucunda kim olursa olsun ortaya çıkarılacakdemişti..
Neredeyse bir ay olacak..
Tık yok..
Sirkeci’deki meşhur Filibe köftecisi!.
Sirkeci’deki tarihi yer.. Yanılmıyorsam 122 yıllıkmış..
1970’li yılların ikinci yarısında Babıali’yle tanıştık.. Demek ki köftesini çok yemişiz!..
Kapanıyormuş..
Daha doğrusu mal sahibiyle anlaşamamışlar, taşınıyormuş..
*
Ne var bunda diyeceksiniz?
Çok önemli..
Çünkü..
İstanbul’u yaşamak isteyen, İstanbul’u tanımak isteyen yabancı bu tür mekânlar arar..
Veya daha önce gelmiştir, o köftenin tadına varmıştır, bir daha gelince bıraktığı yerde bulmak ister..
Veya rehber kitabında vardır; bulmak ister..
*
Beyoğlu’ndaki Hacıbaba kapanınca çok üzülmüştüm.. Arka tarafı kilisenin bahçesine bakar, Türk mutfağının son temsilcilerindendi..
Giderdim.. Türklerden çok yabancıların uğrak yeriydi..
Artık yok..