7 Haziran ilaç gibi geldi.. Toplumun sinirini aldı götürdü..
Sadece toplumu değil, siyasileri de yufka yaptı.. Gergin, öfkeli
halleri gitti.. Kin dolu bakışlar görünmez oldu..
Zorla da olsa yüzlere gülücükler yapıştı..
Ses tonları normale döndü.. Bağırarak değil, konuşarak anlatmaya
başladılar..
Toplumdaki huzurlu hava siyasete yansıdı.. Veya tam tersi..
Siyasetin rahatlaması topluma huzur getirdi..
*
Toplum huzurlu dedim ya.. Sandıktan iktidar çıkmamasına rağmen..
Koalisyon kurulup kurulmayacağının belli olmamasına rağmen..
Seçimin tekrarlanma olasılığının kuvvetli olmasına rağmen..
Nedenine gelince..
Toplum amacına ulaştı.. Dört ana damar Meclis’te.. Toplumun
Meclis’teki temsil oranı yüzde 95.. Meclis dışında kalan Saadet
Partisi’ne oy verenleri de muhafazakâr damara ilave edersek, temsil
oranı yüzde 97’ye çıkıyor..
Muhafazakârlar orada..
Seküler kesim orada..
Türk milliyetçileri orada..
Kürt milliyetçileri orada..
Toplumun bütün kesimleri sandıktan beklediğini aldı..
Ve en önemlisi, seçimin kaybedeni yok..
(Hemen itiraz edilecektir.. İktidar partisi kaybetti diye.. Doğru,
gücünü yitirdi ama henüz iktidar olma şansını kaybetmedi.. Dikkat!
En yakın rakibine 16 puan fark attı..)
*
Kısa bir ufuk turu yapalım..
Muhafazakâr seçmen istediğini elde etti.. Keyfiliğe, hoyratlılığa,
kibre, şımarıklığa tepkisini gösterdi.. Partisinin oylarını indirdi
ama al aşağı etmedi..
Sarı kart gösterdi!.
Hükümeti kurma vizesi verdi ama tek başına kurma, yanına ortak al
mesajı verdi.. Al ki sevmediğim huylarından kurtul, kibrini
törpüle, şımarıklığını dizginle mesajı verdi..