Eskiden de medyayla, daha doğrusu, medyanın köşecileriyle siyaset arasında yakın ilişki vardı..
Geçişler yaşanırdı..
Köşe yazarları siyasete özenir.. Siyasete atılır..
Siyasetçi sesimi yeterince duyuramıyorum diye televizyonda yorumcu olur.. Yazarlığa soyunurdu..
Ama ne kadar iç içe gibi görünseler de köşe yazarlığıyla siyasetçilik kalın çizgilerle birbirinden ayrılırdı..
Siyaseti seçen siyaset yapardı..
Medyaya veda ederdi, kalemine, köşesine noktayı koyardı.. Çoğu zaman siyaseti seçen yazarın eski mesleğine dönmesi de zor olurdu..
Çünkü parti şapkası onu hiç bırakmazdı.. Tarafsızlığı zedelenirdi.. İnandırıcılığı örselenirdi..
Demem o ki; partili gazeteci..
Partili yorumcu olmazdı..
Medya kaldırmazdı..
*
Artık kaldırıyor galiba.. Bu seçimde medyadan siyasete geçişte rekor kırıldı.. Tuhaf olan bu değil..
Tuhaf olan, siyaseti seçenlerin köşe yazarlığı faaliyetini sürdürmesi..
Partili köşeci olması..
Gazetecilikle particiliği birleştirmesi..
Gazeteciliği öldürmesi..
Mesleği amigolaştırması..