Sorum açık ve net..
PKK, barışın hâkim olduğu, insanların huzur içinde yaşadığı,
korkunun defolup gittiği bir ülke mi istiyor?
Yoksa, silahların patladığı, korkunun, endişenin kol gezdiği,
insanların hava kararınca evinden çıkamadığı, ölümün sıradanlaştığı
bir ülkeyi mi tercih ediyor?
Son üç ayda yaşananlardan yola çıkarsak, ikincisi..
Aslında sadece bu değil.. Şiddetin altında başka sebepler de
var..
*
KCK Yürütme Konseyi’nin ‘çatışma kararı’ almasına..
PKK’nın yol keserek, mayın döşeyerek, adam kaçırarak tahrik
etmesine..
İki polisi öldürerek kanlı süreci başlatmasına kimse doğru dürüst
gerekçe gösteremiyor..
HDP milletvekilleri anlam veremiyor..
Bölge halkı bir şey diyemiyor..
PKK’nın Kandil kadrosu dahil.. Avrupa ayağı dahil..
‘Şu sebeple adam kaçırıyoruz, şu sebeple yol kesiyoruz, şu sebeple
pusu kuruyoruz’ diye bir açıklama duydunuz mu?
*
PKK’nın istediği veya isteyeceği bütün koşullar 8 Haziran sabahı
mevcuttu.. Zaten yerel yönetimler ellerinde.. Belediye
başkanlarının ezici çoğunluğu HDP’li..
Belediye meclisleri de öyle..
Vekillerin kahir ekseriyeti HDP’li..
Devlet de kabul ediyor; şehirlerin, ilçelerin kontrolü
YDG-H’de..
Dağlar PKK militanlarıyla dolu..
KCK buyurgan..
Daha ne?
*
Galiba mesele şu..
PKK, tabanını HDP’ye kaptırdı.. İç içe görünseler de fikir birliği
yok..
Biri, barışı, siyaseti temsil ediyor..
Öteki, silahı, savaşı..