Yazı siyasi yazı ama siz pazar yazısı niyetine okuyun..
Siyasetin dalgalı sularına dalmadan, fırtınalı alanına girmeden, biraz tepeden siyasetin son haline bakalım istedim..
/* */***
Hep böyle olur, seçim öncesi siyaset arenasında baş döndürücü trafik yaşanır.. Bu kez trafik o kadar hızlıydı ki; başımızın dönüp dönmediğini bile algılayamadık..
Siyaset kulisleri 11 Cumhurbaşkanı Gül’ün aday olup olmamasıyla çalkalandı..
Gül sonunda konuştu..
Dün kameraların karşısına çıktı; ‘Aday değilim’ dedi.. Ama niyeti varmış.. Geniş mutabakat olsaymış aday olacakmış..
CHP/İyi Parti/Saadet/DP ittifakının kurulup destek verseymiş; adaymış..
Bu olmayınca aday olmamış..
Durumunu açıklarken tarih karşısında vicdanının rahat olduğunu ima etmesi enteresandı..
Anlamlıydı..
Düşündürücüydü..
***
İYİ Parti lideri Akşener evet dese çatı aday olur muydu; bilemiyorum..
Doğmamış çocuğa don biçmeyelim..
Ama Gül’ün adaylığına Akşener taş koymuşsa CHP’ye büyük iyilik yapmış..
Gül çatı adayı olsaydı CHP karışırdı.. Adı geçince fokurdamaya başladı, resmen açıklansaydı kaynardı; kim bilir neler olurdu..
Tahmin; CHP içinden cumhurbaşkanı adayı çıkardı..
Gül’ü hazmedemeyenler aday çıkarırdı..
Muhtemelen o isim Muharrem İnce olurdu…
***
Seçim döneminde her hamlenin rakip tarafından abartılarak eleştirilmesi mubahtır..
Gelenektir..
Aynı şeyi kendin yapsan bile, yapmamış gibi davranarak yapanları eleştirmek siyasetin cilvesidir..
Mesela Başbakan CHP’yi çatı aday aramakla suçladı.. Yani ittifak kurmaya soyunmakla..
Dün ‘Koskoca CHP içinden bir aday çıkaramadı mı?’ diye eleştiri oklarını yolladı ama okun