Yıkık dökük Cizre’yi..
Yıkık dökük Sur’u..
Yıkık dökük Silopi’yi ekranlara yansıdığı kadarıyla görenler;
burası Türkiye mi, Türkiye’nin bir ilçesi mi demeden edemiyor..
Gözler fal taşı gibi.. Ağızlar bir karış açık..
Ortak dilek; masa yeniden kurulsun, eller tetikten çekilsin..
*
Beyaz Saray; barışçıl çözüm için bütün taraflarla diyalog tavsiye
etti..
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı; çözüm sürecine dönülmesini
istedi..
Aklın yolu bir ama bu iş nasıl olacak?
Düdüğü kim çalıp silahları susturacak.. Elleri tetikten
çektirecek?
Kim?
*
Cumhurbaşkanı da, Başbakan da HDP’yi muhatap almayacaklarını
açıkladı.. HDP ile masaya oturulmayacaksa kimle oturulacak?
Kandil’le mi?
O hiç olmaz!..
İmralı yeniden devreye sokulabilir mi?
İmralı devreye girer mi, girse bile bu aşamada sözünü dinletebilir
mi?
HDP dışlanırsa İmralı heyetinde kim olacak?
Aracılığı yapacak? İmralı-Ankara-Kandil üçgeninde kim mekik
dokuyacak?
*
Bir başka soru şu; devrilen masa dört ayağı üzerine kaldırılırsa
üzerine konulan ilk dosya ne olacak?
Öz yönetim mi?
Özerklik de diyebiliriz veya kantonlaşma!..
Sahi, çözüm süreci bu sebeple mi sona erdi? Silahlar bu sebeple mi
yeniden patladı?
Sahi, çözüm maratonunda öz yönetim tartışıldı mı? İmralı veya
Kandil veya HDP öz yönetim talebini iktidara iletti mi?
İlettilerse iktidar kanadı ne yanıt verdi?
*
Çözüm süreci masasının iktidar tarafı PKK silahları bıraksın
militanlar sınır dışına çıksın diyordu..
İlk günden beri bunu söylüyordu..
Bunu biliyoruz..
Masanın öteki tarafı (Kürt tarafı, İmralı tarafı, Kandil tarafı,
HDP tarafı) ne istiyordu?
Bunu bilmiyoruz..
*
Diyorum ki.. Masa yeniden kurulacaksa..(ki kurulmalı, acilen
kurulmalı) Silahlar susacaksa..(ki hemen susmalı) bu kez kartlar
açık olmalı..
Çözüm masası da Meclis’te kurulmalı..